25.07.2019, 02:05

KENDİ MUHASEBEMİZİ YAPABİLMEK

Farkında olmadan, küçük bir dere gibi akıp geçiyor vakitlerimiz. Ömür ağacı yapraklarını döküyor. Yanı başımızda çocuklar büyüyor, biz her gün biraz daha yaşlanıyoruz. Sayılı nefeslerimiz azalırken, hakkımızda tayin edilen kaçınılmaz kaderimize doğru yol alıyoruz. Hepimiz faniyiz; bir gün sevdiklerimizden her canlının ayrıldığı gibi biz de ayrılacağız. Bizden geriye, yaptığımız doğru ve güzel işler, gönüllerde bıraktığımız izler, hatıralar kalacak.

*

Dünyaya o kadar kıymet verdik ki, kendimizi o vefasız dilberden alamıyoruz. Yakamızı öyle kaptırdık ki, ne kendimizin farkındayız ne de etrafımızda olan bitenlerin farkında… Artık oturduğumuz parktaki ağacın dalında şakıyan kuşun sesi hiç umrumuzda değil. Duygularımız gittikçe köreliyor. Rengârenk açan çiçekler bize sevgiliyi hatırlatmıyor artık. Dost meclislerindeki muhabbetlerimizin konusu çok değişti, farkında mıyız? Arabalarımız, evlerimiz, dövizlerimiz, altınlarımız, maaşlarımız, makam ve mevkilerimiz oluşturuyor dost meclislerindeki muhabbetlerimizin konusunu. Kalbimizin yerini unuttuk, kalbimizi unuttuk. Kalpsiz yaşar mı insan? Ne zaman bir kalbimiz olduğunu hatırlayıp da kalbimize döneceğiz? Kalbimizin sesine ne zaman kulak vereceğiz?

*

Elimizin altında, sahibi olduğumuzu zannettiğimiz birçok şeyin, aslında emanetçisi olduğumuzun farkında değiliz veya farkında olmak istemiyoruz. Aldığımız nefes, büyüttüğümüz evlat, eğitimine memur olduğumuz öğrenci, görev için oturduğumuz koltuklar, bahçemizdeki ağaçlar, serinlediğimiz deniz, gıda aldığımız toprak, teneffüs ettiğimiz hava, ağzımızdan çıkan söz ve aklımıza gelen gelmeyen daha birçok şey bize verilen emanettir. Her şeyin sahibi Kâdir-i Mutlak olan Rabbimiz. Öyleyse bizdeki bu aşırı sahiplenme, büyüklenme, gururlanma niye?

*

Giderek dünyevileşen (seküler) bir hayatın dayanılmaz ıstırabını yaşıyor ruhlarımız. Bilerek ve isteyerek kendimizi bu gayya kuyusuna mahkûm ediyoruz. Önceliğimiz dünya ve dünyalıklar olunca, yetimin başını okşamayı unuttuk, mahallenin yoksulunu gözetmek aklımızın ucundan bile geçmez oldu. Aşk ne, sevda ne, hakikat ne, bihaberiz! Elimizde ilmin ve hikmetin kılavuzu kitap yerine dünyalık oyuncaklarımız var. Şiirler öksüz, şarkılar yetim, türkülerimizin boynu bükük. Dükkânlarında merhamet ve insanlığın öncelikli olduğu çarşılarımız, sevgi ve saygının hâkim olduğu mahallemiz nerede? Nerede yemyeşil çimenlerde uçurtma uçurduğumuz, futbol oynadığımız arkadaşlarımız ve arkadaşlıklarımız? Veren elin alan elden üstün olduğu hayat felsefemize ne oldu? Yükselmek için, başarmak için neden birbirimizin omzuna basıp, birbirimizi eziyoruz? Ya takdir ve teşekkür duygumuz? İyi ve güzel işlere imza atanları, yaşadığı topluma hizmet edenleri niçin takdir etmiyor, teşekkürü niçin çok görüyoruz? İyilik ve güzellikleri görmezden gelerek, bardağın boş tarafına bakıp sürekli eleştirmek ve karalamak kime ne yarar sağlar? Muhasebe sadece ticarette kâr ve zarar hesabı mıdır, hani kendi hayatımızın muhasebesi, nerede?

*

Hep dışarıda gözümüz; kendimizden uzaklaştıkça uzaklaşıyoruz. Başkalarını görüyoruz hep. Başkalarının hatası batıyor gözümüze. Dilimizde başkalarının dedikodusu… Acımadan eleştiriyor, karşımızdakini yerden yere vuruyoruz. Hiç gözlerimizi kendimize çevirmeyi akıl etmiyoruz. Kendi gözümüzdeki merteği görmüyor ama başkasının gözündeki çapakla uğraşıp duruyoruz. O çapak gündemimiz olup gidiyor. Hâlbuki herkes kendi gönül kapısının önünü temiz tutsa, kendi gönlüne iyi baksa sorun kalmayacak. Başkasıyla uğraşmak kolay…  Esas mesele, zor olan iş nefisle (kendinle) mücadele etmek, uğraşmak... Yiğit olan zoru başarır. Gerçek yiğit de kendi nefsiyle mücadelesinde zafere ulaşan kimsedir. Başkalarını yargılamayı, başkalarıyla uğraşmayı iş ve meslek haline getirenlerin ne kendisine ne de topluma bir faydası olur.

*

Güzellikler emek ister, alın teri ister. Bahçıvan bahçeye emek edip bakmazsa, biz o güzelim çiçekleri nasıl seyredeceğiz? Çiftçi, tarlasında emek verip çalışmazsa nasıl ürün alacak? Güzellikler de böyledir, kolay elde edilmez. Oturduğumuz yerden her şey güzel olsun demekle hiçbir şey kendiliğinden güzel olmaz. Emek vermek, bu uğurda terlemek ve yorulmak gerekir. Güzel işlere yönelmek, vesile aramak, çalışmak gerekir. Bu konuda üzerimize düşen mesuliyetin bilincinde olmamız gerekir. Kendimize, ailemize, ülkemize ve insanlığa yararlı olacak işlere imza atmalıyız. Bireyselliğin dar kalıplarından kurtulup çevremizden başlayarak bütün insanlığı kuşatan bir bakış açısı kazanmalıyız. Hep bana dersek bir yere varamayız.

**

Medeniyetimizin ve kültürümüzün bize miras bıraktığı şiarımız olan değerlerden hızla uzaklaşıyoruz. Gönlümüzde buna dair bir dert, işlerimizde buna dair bir gayret olmalı. Artık sadece kendimiz için yaşama hastalığından vazgeçmeliyiz. Her şeyimiz var, imkânlar eskiye göre çok daha iyi. Ama eksik olan bir şey var: Ruhumuz aç. Çocuklarımız, bizim çocukken hayal bile edemediğimiz birçok şeye daha küçük yaşlarda sahip oluyor artık. Her imkânı sunuyoruz onlara ama büyüdükçe bizden, bizim dünyamızdan uzaklaşıyorlar. Bilgelik, irfan ve hikmet havuzundan ruhlarını doyurmalıyız evlatlarımızın. İnsan, ruhu doyarsa yaşar, benliğini bulur, kimlik sahibi olur.  

*

Aile önemli. Her şey bu ilk mektepte şekillenmeye başlıyor. En basitinden akşam yemeğinde lütfen çocuklarımızla, ailemizle birlikte yemekte hazır olalım. Yemekten sonra birlikte çay içelim, sohbet edelim onlarla, okuma vakitleri düzenleyelim, kaliteli zamanlar planlayalım. Bakın sadece buna özen göstersek, toplumda karşımıza çıkan birçok problem kendiliğinden ortadan kalkar. Velhasıl, her şey bizde başlıyor ve bizde bitiyor. Kalın sağlıcakla…

*

ŞİİR FALINDAN:

Çeşm-i insaf gibi kâmile mizân olmaz…

Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz
(Bursalı Tabib Muhammed Bey)

Çeşm-i insaf: İnsaflı göz, hakikati gören göz
Mizan: Terazi

Yorumlar (0)
banner1060
17
az bulutlu
Namaz Vakti 03 Mayıs 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14