Bahçeli: “Suriye Tezkeresi Bir Daha Uzatılmalı”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: “Birleşmiş Milletler Kimyasal Silah Uzmanlarının Suriye’de Yaptıkları İnceleme Ve Soruşturmanın Neticesi Muhakkak Ki Sabırla Beklenmelidir”

SİYASET 28.08.2013, 23:37 28.08.2013, 23:40
Bahçeli: “Suriye Tezkeresi Bir Daha Uzatılmalı”

 Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye’ye olası müdahaleyle ilgili BM kimyasal silah uzmanlarının raporunun beklenilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Olası bir müdahale karşısında Suriye’nin kuzeyinde ve doğusunda ülkemiz için yakın tehdit olabilecek oluşum ve gelişmelere fırsat verilmemeli, anında müdahil olunmalıdır. Bunun için de 4 Ekim 2012 tarihli TBMM’nin Tezkere Kararı uzatılmalı ve Suriye konusundaki yaklaşımlar bu çerçeveyle sınırlı kalmalıdır” dedi. 


MHP Lideri Bahçeli, Suriye’ye yönelik muhtemel müdahaleyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Bahçeli, yaptığı yazılı açımlamada, Suriye’de yaklaşık 2.5 yıldır süren vahim olayların çok tehlikeli bir sınıra dayandığını ve bölgesel dengeleri yerinden oynattığını söyledi. Esad güçleriyle muhalif unsurlar arasındaki silahlı mücadelenin kanlı bir rekabete dönüşerek gittikçe çapını genişlettiği ve içinden çıkılmaz bir hal aldığını kaydeden Bahçeli, bu kapsamda insanlık vicdanının kabullenemeyeceği her türlü şiddet ve vahşet vakalarının Suriye’ye kabus gibi çöktüğünü ve bu ülke halkını karanlığa mahkum ektiğini ifade etti.
Suriye’de bugüne kadar 100 bini aşkın insanın katledilmesi, milyonlarcasının mülteci durumuna düşmesi meselenin en acıklı ve hazin tarafı olarak belirginlik kazandığını vurgulayan Bahçeli, “Artık Suriye’de insaf ve merhamet, akıl ve teenni, sakinlik ve sağduyu kalmamış; taraflar öldürerek, vurarak ve yok ederek fiilen devam eden iç savaşı körüklemişler ve yaygınlaştırmışlardır. Durum gerçekten de çok ciddi ve çok kötü olup her türlü olumsuz ve kontrolsüz gelişmeye açık davetiye çıkarmaktadır. Suriye’de uzlaşma ve diyalog kanalları tümüyle tıkandığından muhtemel anlaşma ve mutabakat zemini de çoktan çökmüş, böylelikle çatışma içindeki taraflar ölüm diline saplanmış kalmıştır” dedi.
Özellikle 21 Ağustos 2013 günü Şam’ın Guta bölgesinde gerçekleşen kimyasal silah saldırısı sonucunda aralarında çocukların ve kadınların da bulunduğu yüzlerce masumun acımasızca katledilmesinin şimdiye kadar yaşanan barbalıkların zirvesi olduğunu dile getiren Bahçeli, bu caniliğin, bu zulmün ve bu toplu kıyımın olağan karşılanmasının, hafife alınarak geçiştirilmesinin mümkün ve insani olmadığını belirtti.

“SURİYE’DE KİMYASAL SİLAHA KİMİN BAŞVURDUĞU AÇIĞA ÇIKARILMALIDIR”
Konvansiyonel silahların yanında, Suriye’deki kimyasal silah kullanımının uluslararası toplumu harekete geçirdiğini, yeni ve kararlı bir pozisyon almaya mecbur bıraktığını sözlerine ekleyen Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti: “Nitekim Suriye’ye yönelik askeri müdahale de dahil olmak üzere tüm seçenekler dünya kamuoyunda tartışılmaya başlanmış; başta ABD, Birleşik Krallık ve Fransa müdahale yanlısı bir duruş ve eğilim sergilemişlerdir. Uluslararası ölçekte artan diplomasi trafiği, devlet ve hükümet başkanları arasındaki görüşme ve temaslardaki sıklık bir hayli yoğunlaşmıştır. Gelişmelerden anlaşılmaktadır ki, Suriye’de gerekli tedbirlerin alınmaması halinde büyüyen iç kaosun bölgesel savaşa dönüşmesi an meselesidir. Kırmızı çizgi olarak ilanı yapılan kimyasal silah kullanımı bunun başlıca tetikleyicisi ve hızlandırıcısı olarak göze çarpmaktadır. Öncelikli olarak Suriye’de kimyasal silaha kimin başvurduğu, suçsuz ve günahsız canlara kimin kast ettiği tarafsız ve objektif bir şekilde açığa çıkarılmalıdır.Bununla birlikte kimyasal ve biyolojik menşeli silah üreten ve satan çevrelerin deşifre edilmesi de ayrı bir önemdedir.”


“ASKERİ CAYDIRICILIK KARTI DEVREYE EN SON SOKULMALI”
Bölgedeki devletleri ve otoriter yönetimlerin önce silahlandırıp sonra da barış ve demokrasi nutukları atarak hizaya getirme gayesi güden küresel güçlerin iki yüzlülüklerinin iyi tanınması ve derinlemesine de fark edilmesi gerektiğine dikkat çeken Bahçeli, Birleşmiş Milletlerin kimyasal silah uzmanlarının Suriye’de yaptıkları inceleme ve soruşturmanın neticesinin muhakkak ki sabırla beklenilmesi gerektiğini belirterek, “Yapılan çalışmaların sonucu alınmadan; peşin yargılarla, ısmarlama tezlerle, dayanıksız iddialarla ve boş bahanelerle savaş çığırtkanlığı yapmak, Suriye’ye yapılacak operasyonun alt yapısını oluşturmak ahlaki olmadığı gibi uluslararası hukuka da aykırılık teşkil edecektir” şeklinde konuştu.
Askeri caydırıcılık kartının devreye sokulmasının en son seçenek olarak düşünülmesi gerektiğine dikkat çeken Bahçeli, Suriye’de yaşanan içler acısı manzaranın, Birleşmiş Milletler Genel Kurul’u ve Güvenlik Konseyi’nde ele alınması ve verilecek kararın meşru sınırlarında hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“GARABET ÖTESİ BİR TABLOYU RESMETMEKTEDİR”
Olaylar karşısında AK Parti hükümetinin sağlam ve milli menfaatleri öne alan bir tutum ve tavır takınmadığının net olarak anlaşıldığını belirten Bahçeli, “Üzücü ve bir kadar da düşündürücü olanı ise AK Parti’nin Suriye’ye yönelik uluslararası müdahalede aşırı istekli oluşudur. Dışişleri Bakanı’nın, Birleşmiş Milletlerin Suriye’ye yaptırım uygulamaması halinde kurulacak ‘Gönüllü Ülkeler Koalisyonu’na katılmaktan bahsetmesi son derece aceleci, kinci, ikircikli ve dayatmacı bir anlayıştır. Anayasa’nın 92. Maddesi; Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine izin yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olduğunu hükme bağlamıştır. Dışişleri Bakanı’nın Meclis’in bu sarih yetkisini gasp edercesine beyanat vermesi, henüz kimyasal silahın kim ya da kimler tarafından kullanıldığı belli olmadan suçluyu ilan etmesi hakikaten de garabet ötesi bir tabloyu resmetmektedir. Bu aynı zamanda milli iradeye, Türk milletinin egemenlik haklarına karşı hazımsızlık, haksızlık, hadsizlik ve saygısızlıktır. Kosova ve Libya modelleri gerekçe gösterilerek Suriye’yi kapsamına alan askeri müdahale tercihinin öne çekilmesi çok ağır gelişmeleri de beraberinde getirecektir. Birleşmiş Milletlerin kararı dışında, Suriye’ye emrivakiyle ve malum ülkeler arasındaki fikir ve eylem birlikteliğiyle müdahale edilmesinin öngörülmesi şimdiden zor olacak ve ülkemizi sıkıntıya düşürecek neticelerle dolu bir tehlikedir. AK Parti hükümetinin dış politikada kırdığı potlardan, tamiri zor olacak yanlışlarından hala ders almadığı görülmektedir. En son gelişmeler paralelinde, hükümet her şeyden önce milli çıkarlara göre hareket etmeli, başkent Ankara’nın gerçeklerine göre politikasını somutlaştırmalı ve kuşkusuz insanlık vicdanının yanında saf tutmalıdır” diye konuştu.

“4 EKİM 2012 TARİHLİ MECLİS KARARININ SÜRESİ BİR YIL DAHA UZATILMALI”
Suriye’ye askeri müdahalenin sonuçlarının tüm yönlerini, risk ve tehditlerini milli bir bakışla analiz edilmesi ve temellendirilmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, 2003 yılındaki Irak işgalinden sonra meydana gelen sancılı seyir ve bu ülkenin toprak bütünlüğünün zedelenmesinin aynısıyla Suriye’de yaşanmaması ve yaşatılmaması gerektiğine vurgu yaptı. Esad rejiminin devamı veya çökmesi halinde karşılaşılacak tüm imkan ve ihtimallerin titizlikle, enine boyuna değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, bunu yapmak için de Batı’nın planlarına harfiyen uymaya gönüllü teslimiyetçi bir anlayıştan kurtulmanın esas olması gerektiğini ifade etti.


Türkiye için Suriye’nin kuzeyindeki oldubittilerin beka derecesinde önemli sayılması gerektiğini sözlerine ekleyen Bahçeli, sınırlarda kaçakçı görünümlü saldırgan ve teröristlerin hemen hemen her gün sahnelediği provokasyonların tahammül eşiğini aştığını dile getirdi. Başbakan ve hükümetinin birinci görevinin Esad ya da muhaliflerin değil, Türkiye’nin milli güvenliğini muhafaza altına almak ve sınırların hemen dibindeki tehlikeli oluşumları engellemek olması gerektiğine dikkat çeken Bahçeli, “Suriye kaynaklı tehdit ve saldırılara karşı TBMM tarafından, 4 Ekim 2012 tarihinde bir yıllık süre için yabancı ülkelere Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gönderilme yetkisinin hükümete verildiği ortadadır. Ülkemize yönelebilecek ilave risk ve tehditlere karşı zamanında ve süratle hareket edilerek gerekli tedbirlerin alınması hükümetin taşıdığı sorumluluğun apaçık gereğidir. Vatan topraklarımıza saldırıların artmasına, insanımıza ve egemenlik haklarımıza mütecaviz emellere müsaade edilmemeli ve izin verilmemelidir. Suriye’deki olayların Türkiye’yi artan ölçüde tehdit etmesi halinde tercih edilecek yol ve çare bellidir. Bu konuda 4 Ekim 2012 tarihli Meclis kararının süresi bir yıl daha uzatılarak, askeri güç kullanımı da dahil olmak üzere her alternatif kademeli olarak devreye sokulmalıdır. Suriye’deki son olaylara yaklaşımdaki kapsam ve sınır bu esaslara bağlı olmak durumundadır. Hükümet gönüllü koalisyon şakşakçılığı ve çığırtkanlığı yaparak Esad’ı devirme hayallerinden evvel, Türkiye’nin hak ve hukukunu koruma ve sağlama alma hedefine sadakatle odaklanmalıdır. Bilinmelidir ki, Irak ve Libya’dan sonra Suriye’ye de aşırı ve ölçüsüz müdahale bölgesel kaosu daha şiddetlendirecek ve bloklaşmaları daha da keskinleştirecektir. Esad’ı koltuğundan indirmek pahasına Suriye’nin toprak bütünlüğünün bozulması Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü sarsacaktır. Ve sonuçta El Nusra ya da PYD-PKK’ya Suriye’nin belirli yerlerini peşkeş çekmek, bu terörist oluşumlara destek vermek boyutunun kestirilmesi bugünden zor, ama gerçekleşmesi kaçınılmaz olan facialara yol açacaktır” dedi.

“HÜKÜMET TÜM GELİŞMELERLE İLGİLİ TBMM’Yİ ANINDA BİLGİLENDİRMELİ”
Başbakan ve hükümetin millet ve tarih önünde büyük bir vebal altında olduğunu kaydeden Bahçeli, Milliyetçi Hareket Partisi’nin tüm gelişmeleri yakinen ve dikkatlice izlediğini ifade etti. Suriye’ye keyfi, temelsiz, dayanaksız, her neviden sanal gerekçeli gelişigüzel müdahalenin Türkiye için hayırlı netice doğurmayacağını inandıklarını kaydeden Bahçeli, açıklamasında şunları kaydetti:
“Öz ve özet olarak partimizin, Suriye’ye müdahale ihtimali karşısında AK Parti hükümetine yönelik teklif ve değerlendirmeleri şu ana başlıklardan ibaret olacaktır. Türkiye’nin güvenliği ve Türk milletinin bekası her şeyin üstünde görülmeli, belirlenecek politikaların öznesi ve çatısı bu değişmez kural olmalıdır. Birleşmiş Milletler kimyasal silah uzmanlarının çalışması bitmeden, hazırlayacakları rapor teşekkül etmeden suçlu-suçsuz tasnifine gidilmemeli, savaş tellallığı yapılmamalıdır. Suriye’deki akan kanın durması, ölümlerin sonlanması ve kimyasal silah hunharlığının bitmesi konusunda Birleşmiş Milletlerin tam ve kesin kararı beklenmelidir. Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı ve riayet asıl olmalı, Suriye halkının birlik ve dirliği konusunda taviz verilmemelidir. Bilhassa bu ülkede yaşayan Türkmen kardeşlerimizin hayat hakları konusunda samimi ve sonuç alıcı uygulamaların içinde olunmalıdır. Gönüllü koalisyon gibi ucube yorum ve hazırlıklar uluslararası hukukla uyumlu olmadığından meşru ve ahlaki olmayan yollara tevessül etmekten kaçınılmalıdır. Olası bir müdahale karşısında Suriye’nin kuzeyinde ve doğusunda ülkemiz için yakın tehdit olabilecek oluşum ve gelişmelere fırsat verilmemeli ve de anında müdahil olunmalıdır. Bunun için de 4 Ekim 2012 tarihli TBMM’nin Tezkere Kararı uzatılmalı ve Suriye konusundaki yaklaşımlar bu çerçeveyle sınırlı kalmalıdır. Hükümet tüm gelişmelerle ilgili TBMM’yi anında bilgilendirmeli ve ülkemizi sonu meçhul olacak maceralara sürükleyecek tedbirsizlikten ve teslimiyetçilikten derhal uzaklaşmalıdır. AK Parti hükümetinin, binlerce kilometre öteden gelip Ortadoğu’ya silahla ayar vermeyi planlayanlara payanda olmasının milli ahlak ve vicdanla örtüşmediği gün gibi meydandadır. Bu itibarla yakın ve komşu coğrafyaların huzur bulması konusunda taraflı ve yanlı değil; başkent Ankara jeopolitiğinin izdüşümünde milli, sorumlu ve duyarlı hareket etmek hükümetin yegâne tercihi olmalıdır.Unutulmamalıdır ki, komşu ülkelerdeki istikrarsızlık döngüsü ve ağır savaş şartları Atlantiğin öbür yakasını değil, doğrudan doğruya Türkiye’yi etkileyecek ve varlığımızı tehlikeye sokarak belirsizlikleri haddinden fazla katlayacaktır.Milliyetçi Hareket Partisi her meselede olduğu gibi, Suriye politikasında da Türkiye’nin tarihsel çıkarlarından, milli beklenti ve hedeflerinden bir an olsun ayrılmayacak, tutarlı çizgisini asla bozmayacaktır.”

Yorumlar (0)
banner1060
17
az bulutlu
Namaz Vakti 27 Nisan 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14