10.11.2018, 22:21

KES ŞU KOLUMU KOMUTANIM

Geçen hafta sonu Bursa ve Çanakkale’deydim. Tarihi mekânları, şehitliklerimizi ziyaret ettim. Bu altıncı defa gidişim Çanakkale’ye. Her ziyarette farklı bir kahramanlık hikâyesine şahit oluyorum. Çanakkale böyle mübarek bir yer.

.

Bir asır geçti Şanlı Çanakkale Zaferimizin üzerinden. Düşman sürüsü üzerimize çullandığında coğrafyamızın dört bir yanından akın akın Çanakkale Cephesine koşmuştu yiğitler. Çiftçisi, doktoru, mühendisi, esnafı, öğretmeni, öğrencisi…  Hem de geri dönmeyi düşünmeden şehadete koştular. Din, devlet, vatan ve millet payidar olsun diye canlarını feda ettiler. O aslanların hikâyelerini iyi okumak ve iyi anlamak gerek. Çanakkale ruhu bu hikâyeler de saklı bence.  

.

Çanakkale din, devlet, vatan ve millet uğruna gözünü kırpmadan, hiç düşünmeden her şeyini feda eden İslâm erlerinin kahramanca savaşarak toprağa düştüğü, her adımı şehit kanlarıyla sulanmış mübarek vatan toprağıdır. Vatanın tapusudur o şehitlikler.

.

Bu mübarek yerde ziyaret ettiğimiz her mekân, her şehitlik, taş, toprak, ağaç, deniz her ne varsa, kahramanların hikâyelerini fısıldar kulağımıza. Hangi birini sayalım burada, bizde kahraman bitmez. Her Türk evladı anasından kahraman doğar zaten bu topraklarda. Seyyit Onbaşı, Ezineli Yahya Çavuş, Gönüllü bombacı Ali Reşat, Mehmet Muzaffer, Kınalı Hasan, Saka Mustafa, Erzincanlı Hasan Çavuş, Bigalı Mehmet Çavuş, Kör Halis, Halil Çavuş, İbradalı Hayrettin, Niğdeli Ali, Salihlili Mustafa oğlu Mehmet, Nezahat Onbaşı, Mücahide Hatice Hanım, Dragaşlı Zeynep Mido Çavuş, daha niceleri.

.

Ben de bu haftaki yazımı bu kahramanlara ayırmak istedim. Sizlerle cephenin içinden üç hikâye paylaşacağım. Gazi Hüseyin KAÇMAZ dedemiz,  Edincikli Mehmet Er ve Halil ile İbrahim’in hikâyeleri. Allah hepsinden razı olsun. Onlara minnettarız.

.

57. Alay şehitliğinde rehberimiz Faruk beyden Hüseyin KAÇMAZ dedemizin hikâyesini dinlerken gözlerim doldu. Ondaki ruh, Çanakkale ruhuydu. 1884 yılında Karadeniz Ereğli’ye bağlı Kestaneci köyünde dünyaya gelir Hüseyin KAÇMAZ dedemiz. Sırasıyla Balkan ve Çanakkale savaşlarıyla Dumlupınar Meydan Savaşına katılmış. Gençliğinin en güzel yılları cephede vatan savunmasında geçmiştir. Tam on dört yılı geçmiş cephelerde, dile kolay on dört yıl. 10 Ağustos 1915’te Conkbayırı’nda muharebe esnasında yaralanarak gazi olmuş. İstiklâl Madalyası sahibi de olan Hüseyin KAÇMAZ 110 yaşında vefat etmiştir. 1994 yılında vefat ettiğinde "dünyanın en yaşlı, son Çanakkale gazisi" ünvanını taşıyordu. Çanakkale'de 57. Alay Şehitliği'ne girdiğinizde hemen sol köşede onun adını yaşatmak için yapılmış heykelini görürsünüz.

.

Rehberimizin anlattığına göre babası Plevne’de savaşır Hüseyin KAÇMAZ dedemizin. Çanakkale Savaşlarına asker çağrılmaya başlandığında oğlunun cepheye gitmemesi için babası kırk altın bedel ödemek istemiş. Gazi Hüseyin KAÇMAZ dedemizin annesi bu işe karşı çıkmış ve hiddetle: “Ben onun beşiğini sallarken, oğlum beni şehit veya gazi anası yapacak diye ninniler söylerdim, nasıl olur da savaşa göndermem.” demiş. Üç altın vermiş oğluna ve onu kınalayarak askere, Çanakkale cephesine göndermiş. Köyündeki gönüllülerle beraber o da cepheye koşmuş. Kaçmaz soyadının hikâyesi de buradan geliyormuş. Savaşlardan kaçmadığı için Soyadı Kanunu çıkınca da Kaçmaz soyadını almış.

.

Vefat etmeden birkaç sene önce bir zamanlar savaştığı Gelibolu yarımadasında, arkadaşlarını şehit olarak toprağa bıraktığı o mübarek yerlerde büyük bir orman yangını çıkmış. Bu yangına çok üzülmüş Hüseyin KAÇMAZ dedemiz ve ağlayarak şöyle demiş: “Arkadaşlarımın yorganı yanıyor!” Yangın çıkan alanda yeniden ağaçlandırma çalışmaları yapıldığını duyan Hüseyin KAÇMAZ gazilik maaşının yarısını bu ağaçlandırma çalışmaları için bağışlamış.

.

Rehberimizin anlattığı ikinci hikâye, Halil ile İbrahim’in hikâyesiydi. Bu hikâye, Çanakkale’de vatan için çarpışan, şehadete koşan yiğitlerin ne kadar asil bir ruha sahip olduklarını gösterir bize.  Gelibolu’da Kocadere köyüne büyük bir sargı yeri, yani seyyar hastane kuruluyor. Bosna’dan, Halep’ten, Sivas’tan, Konya’dan, Üsküp’ten velhasıl Osmanlı coğrafyasının her köşesinden cepheye gelmiş yiğitlerimizden yaralı olanlar burada tedavi ediliyor. Yaralıların içinde yarası çok ağır olan bir yiğit var, adı Halil. Lâpseki’nin Beybaş köyünden. Yarası o kadar ağır ki Halil’in nefes almakta zorlanıyor. O haliyle komutanına yaslanarak şu son sözlerini söylüyor: “Komutanım ölme ihtimalim çok fazla. Size bir pusula bıraktım. O pusulada arkadaşıma yazdığım önemli bir not var. Lütfen ona ulaştırın. Ben, köylüm Lâpsekili İbrahim Onbaşı’dan bir Mecidiye borç para almıştım. Onunla görüşme fırsatım olmadı. Yaram çok ağır, ölürsem söyleyin bana hakkını helal etsin. ”  Komutanı her tarafı kan revan içinde olan Halil’in başını okşayarak: “Sen meraklanma evladım, isteğin yerine getirilecektir.” der. Bu konuşmadan biraz sonra Lâpsekili Halil, komutanının kolları arasında şehadet şerbetini içer. Bu arada sargı yerine sürekli hücum hattından yaralılar geliyor. Gelenlerin çoğu yaraları çok ağır olduğu için sargı yerine varamadan yolda şehit düşmektedir. Şehitlerin üzerlerinden çıkan eşyalar, asker künyeleri komutanlarına teslim ediliyor haliyle. Halil’in acısıyla gözyaşı döken komutanın eline bir künye ve bir pusula veriyorlar. Künye ve pusula Beybaş Köyünden Halil’in arkadaşı İbrahim’e ait. Komutan pusulayı açıp gözyaşları içerisinde hıçkıra hıçkıra ağlayarak okuyor. Ve pusulada şu not yazmaktadır: “Ben Beybaş köyünden Halil’e bir Mecidiye borç vermiştim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra hücuma kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin, ben ona hakkımı helal ettim!”

.

Ya Edincikli Mehmet Er’in hikayesi… Bir top mermisi Edincikli Mehmet Er’in koluna isabet eder ve kolunu parçalar. Kanlar içerisindeki kolundan bir et parçası sarkmaktadır. Komutanına yalvarır: “Komutanım ne olur şu kolumu kes!” Teğmen sağ eliyle tuttuğu sarkık kola bakarken dona kalmıştır.  Edincikli Mehmet Er yalvarmaktadır hala: “Allah rızası için kes şu kolumu komutanım!” Teğmen Saip, bu yürekten gelen sesi emir belleyip bıçağını çıkarır ve sarkık duran kolu keser. Edincikli Mehmet Er, gık bile dememiş, hiçbir acı duymamıştır. Başını kaldırır Allah Allah nidalarıyla çarpışan aslan parçası yiğit arkadaşlarına bakar ve kesik kolu fırlatıp atar. “Bu kol bu vatana feda olsun!” diyerek o haliyle hücum saflarına katılır.

.

Kendini Rabbine teslim eden Edincikli Mehmet Er acıyı, özlemleri, sılayı, kendini unutmuş, rahmet denizinde tecelli dalgalarıyla yıkanıp arınıyordu. Hiçbir acı duymadan düşmanla çarpışmaya koşuyordu. O cehennemi andıran savaş sahnesi içinde onu durduracak kimse yoktur artık. Önüne çıkan düşmanla teke tek çarpışır. O gün karşısına çıkan bütün kâfirleri haklar. Lakin vakit, saat, nefes oraya kadardır. Kaderden kaçılmaz. Kesik kolundan dolayı aşırı kan kaybetmiştir. Artık mecali kalmamıştır. Yusuf yüzlü bu yiğidin yüzü solup sararmıştır. Edincikli Mehmet Er en yüksek mertebe olan şehadet mertebesine ermiştir.

.

Çanakkale her şeyin yanıp güle döndüğü, yiğitlerin bir gül bahçesine girer gibi şehadet şerbeti içerek cennete uçtuğu yerdir. Allah hepsine rahmet etsin, bizleri de şefaatlerine nail eylesin.,

.

ŞİİR FALINDAN:

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Mehmet Akif ERSOY

Yorumlar (0)
banner1060
17
az bulutlu
Namaz Vakti 29 Nisan 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 34 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14