10.12.2018, 11:57

KARANLIKTA FİL TARİFİ

Bizim coğrafyamızın yetiştirdiği önemli değerlerden birisi olan Mevlâna Celâleddin Rumi’nin Mesnevi adlı o meşhur eserinde naklettiği bir fil tarifi hikâyesi vardır.  Karanlıkta fil tarifi… Belki daha önce bu hikâyeyi okumuş olan dostlarımız olabilir. Olsun, ne demişler ettekrarü ahsen… Biz de bu yazımızda hatırlamak babında tekraren fil hikâyesine ve bu hikâyeden hareketle birkaç önemli hususa değinmek istiyoruz.

Hint ülkesine, insanlara göstermek ve tanıtmak amacıyla bir fil getirilmiş. Daha sonra bu fil karanlık bir ahıra kapatılmış. İnsanlar fili merak ediyorlarmış tabi. Karanlık ahırın önünde toplanmışlar. İçerisi karanlık olduğu için de fili görmek mümkün olmuyormuş. Merak bu ya, herkes elini uzatarak file dokunuyor ve kendince bir fil tarifi yapıyormuş. Meraklılardan birinin eli filin kulağına değmiş. Bu kişi, filin bir yelpaze olduğunu düşünmüş ve böyle tarif etmiş kendince. Bir başkası filin ayağına dokunmuş ve direk gibi bir şey olduğunu zannetmiş ve o da kendince böyle bir fil tarifi yapmış. Eline filin hortumu geçen başka bir pür merak zavallı da filin boruya benzediğini düşünmüş ve o da kendince böyle bir tarif yapmış. Bir başkası da filin sırtına koymuş elini ve fili kral tahtı olarak tarif etmiş. Velhasıl orada bulunan insanların hepsi filin bir tarafına dokunmuşlar; dokundukları yeri, hayallerinde kurdukları, olduğunu sandıkları bir şeye benzeterek fil olarak tarif etmişler.

        

Hadi bakalım ayıklayın şimdi siz pirincin taşını. Karanlıklar içerisindeki bu kadar insandan sağlıklı, dosdoğru bir fil tarifi çıkması mümkün mü? Herkes fili görmek istediği gibi tarif edince ortaya karma karışık bir durum çıkıyor. Herkes olaylara kendi görmek istediği pencereden bakıyor. Olayların gerçek yüzünü görebilmek için başka seçeneklere, farklı bakış açılarına ihtiyaç duymuyor. İnsanların ellerinde bir ışık kaynağı olsaydı kimse birbirine aykırı düşmeyecekti, ayrılık, gayrılık olmayacaktı. Her şey bütün açıklığıyla ayan beyan ortaya çıkacaktı.

Sadece kendi penceremizden bakarak olayları görmeye ve anlamaya çalışırsak yanılırız. Gerçek, sadece bizim gördüklerimizden ibaret değildir. Gözlerimizle gördüklerimiz çoğu zaman bizi yanıltabilir. Zaten beden gözlerimiz de sınırlı değil midir? Çok uzaklardaki nesneleri net bir şekilde görebilen var mı bu beden gözleriyle? Bir başka bakış açısına daha ihtiyacımız var o zaman; bir başka göze yani Gazali’nin tabiriyle kalp gözüne.

Dinlemeden, anlamadan, kavramadan, görmeden peşin hükümle yargıya varmak ne kadar sağlıklı bir davranış? Fil hikâyesinde olduğu gibi bir ışık kaynağından mahrum olduğumuz sürece, kendi zannımızca kurguladığımız doğrularla hakikati görmemiz asla mümkün değildir. Olaylara, kişilere, meselelere bakarken ön yargılarımızdan kurtulacağız önce. Ön yargı hakikatin önündeki en büyük engellerden birisidir. Alıcılarımızın, yani zihnimizin hakikatin idrakine açık hale gelmesi gerekiyor. Onun için ön yargılarımızdan sıyrılmalıyız. Biz de bu öyküdeki insanlar gibi ön yargılarımızın, kendi kurguladığımız doğrularımızın ve düştüğümüz cehaletin karanlığında hakikate vasıl olmadan kaybolup gideriz. Hakikate varabilmemiz hayal olur. Şeytanı hatırlayın, o da önyargısının, kendi kurguladığı doğrusunun ve inadının kurbanı olmadı mı? Öncesinde çok âlim, âbid ve akıllı değil miydi? Evet, öyleydi ama Âdem’deki hakikati göremedi. Dolayısıyla emredilen saygı secdesini yapmadı ve kaybedenlerden oldu.

Zihnimizdeki ön yargılarımız ve kendimizce kurgulayıp inatla savunduğumuz doğrular hakikatin önündeki zulmet perdesidir. Bu zulmet perdesinden kurtulmanın tek yolu ilim ve irfanın rehberliğinde içsel temizlik (nefis tezkiyesi) yani ruhsal arınmadır; ruh banyosudur yani. Nasıl vücudumuzu yıkayarak kirlerden arınıyorsak, ruh banyosu ile de içimizdeki kirlerden, ruhi hastalıklardan arınmamız gerekir. Ancak bu şekilde sağlıklı bakış açısına ve dosdoğru istikamete sahip olabiliriz.

Adamın birine kabağın tadını sormuşlar: “Bize tarif et, nasıl bir lezzettir bu?” Adam da: “Harika bir tadı var, mutlaka yemelisiniz!” demiş. Adama tekrar sormuşlar: “ Peki sen yedin mi?” Adam cevap vermiş: “Yooo yemedim!” Soruyu soran adam hayrete düşmüş ve kızmış tabi: “ Bizimle dalga mı geçiyorsun sen? Söyle bakalım, nerden biliyorsun yemediğin kabağın tadını?” Zavallı şaşkın adam cevap vermiş: “Valla ben bilmem dayım kabak yerken gördüm, o söylediydi.”

Bizim halimiz maalesef kabak tatlısını yemeden kabağın tadını tarife kalkışan adama benziyor. Kendi muhasebemizi yapmadan, gönül faktörünü hesaba katmadan, asık suratla, aşksız, şevksiz, zevksiz, muhabbetsiz halde kurtulacağımızı ve kurtaracağımızı zannediyoruz. Çok konuşmaktan ziyade insanlığın hayrına olacak işler yapmalıyız. Ümmet için, millet için en iyi bildiğimiz ve yapabileceğimiz işi yapmaya gayret edelim bu bize yeter. Şunu da unutmayalım ki, söylediklerimiz gırtlağımızdan aşağıya inmedikten sonra ne kendimize ne de başkasına bir yararımız olabilir. Her şey dilimizde, görüntüde olmasın, biraz da gönlümüzde olsun!

                                                                 

ŞİİR SANDIĞINDAN:

Anne gitti ve evler döndü yazlık otellere

Anne gitti ve sular buruştu testilerde

Artık çamaşırlar yıkansa da hep kirlidir

Herkes salonda toplansa da kimse evde değildir

Sezai KARAKOÇ

Yorumlar (0)
banner1060
17
az bulutlu
Namaz Vakti 29 Nisan 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 34 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14