Emre Öztürk: “Rotary hakkında yanlış algılar var”

Samsun’daki Rotary kulüplerinin düzenlediği kahvaltıda Samsun basınıyla buluşan Rotary 2430. Bölge Dönem Guvernörü Emre Öztürk, “Gizli bir dernek değiliz, Amerikan kuruluşu değiliz. Tüm toplantılarımız herkese açık. Bütün Rotary kulüpleri yerli ve milli dernekler” dedi.

Rotary 2430. Bölge Dönem Guvernörü Emre Öztürk, Samsun’daki Rotary kulüplerinin düzenlediği kahvaltıda Samsun basınıyla buluştu. Buluşmaya Samsun Karadeniz Rotary Kulübü, Samsun 19 Mayıs Rotary Kulübü, Samsun Atakum Rotary Kulübü, Samsun Canik Rotary Kulübü, Samsun İlkadım Rotary Kulübü başkanları, guvernör yardımcıları ve basın mensupları katıldı. Öztürk, Ramada Otel’de düzenlenen kahvaltının ardından Rotary’nin projeleri ve hedefleri hakkında açıklamalarda bulundu.

7 TEMEL ODAK ALANIMIZ VAR

Rotary’nin Türkiye’de 10 bin üyesi olduğunu söyleyen Öztürk, “1905 yılında kurulan Rotary’nin dünyada 1,4 milyon üyesi var. Türkiye’de üç bölge federasyonun toplamı 10 bine yakın üyemiz var. Dünyanın hemen her ülkesinde Rotary kulüpleri mevcut. Dünyadan izole yaşayan, iç savaş halinde bulunan ülkelerde yok. Kuzey Kore, Lübnan gibi ülkelerde yok. İnsana, topluma dair her konu ilgi alanımıza giriyor. 7 temel odak alanımız var. Bunlar; hastalıkların önlenmesi ve tedavisi, barış ve anlaşmazlıkların çözülmesi, anne ve çocuk sağlığı, su ve hijyen, ekonomik ve toplumsal kalkınma, temel eğitim ve okuryazarlık, çevre” ifadelerini kullandı.

Çocuk felcine karşı Rotary’nin büyük bir savaş verdiğini ve bu hastalığı yeryüzünden silmeye çok yaklaşıldığını söyleyen Öztürk, “En büyük projemiz 1979 yılında başlayan ‘Polio Plus’ dediğimiz çocuk felcinin yeryüzünden silinmesini amaçlayan proje. 1985 yılında proje bütün dünyaya yayılıyor. O tarihte yıllık 350 bin çocuk felci vakası görülüyordu. 40 yılda çok çalışma yaptık. Yaklaşık 3 milyar çocuk aşılandı. Projenin en büyük partneri Dünya Sağlık Örgütü. Geçen seneki vaka sayısı 6. Sona yaklaştık diyebiliriz. Afganistan ve Pakistan’da görüldü vakalar. Aşı karşıtı bazı gruplar var, onlar kabul etmeyebiliyor. Virüs o kadar yayılgan bir virüs ki, aşılama yapılmazsa birkaç senede 10 bin vakaları bulabilir. Hastalık ne yapıyor? 5 yaş altı çocuklarda sakatlık ve ölümle sonuçlanıyor. Dünyadan bugüne kadar silinmiş tek bir hastalık biliyoruz. İkinci hastalık da inşallah çocuk felci olacak. Türkiye’de çok şükür bu hastalık kalmadı” diye konuştu.

PANDEMİDE 50 SOLUNUM CİHAZI, 5 AMBULANS ALINDI

Pandemi döneminde devlet hastanelerine çok sayıda solunum cihazı verildiğini belirten Öztürk, “Pandeminin başlangıcında hekimlerden oluşan bir komisyon kurduk ve hastanalerde ventilatör (solunum cihazı) ihtiyacının çok olacağını öngördük. Bu cihazlar 10 bin dolar fiyatında. 2020’nin Temmuz ayında 50 ventilatör aldık ve devlet hastanelerine verdik. Belki de binlerce vatandaşın hayatta kalmasında bizlerin de katkısı oldu. Engelli bireyler için birçok proje yapıyoruz. Özellikle pandemi döneminde yüzlerce akülü tekerlekli sandalye verdik. Özellikle spina bifida ve serebral palsi hastalarına bu yardımı yaptık. Son iki yılda 5 tane ambulans aldık. Tam donanımlı bir ambulans yaklaşık 65-70 bin dolar. Yenidoğan ünitelerine 30’a yakın kuvöz verdik” sözlerini kaydetti.

Türkiye’de yaşanan orman yangınlarının ardından bölge halklarına destek verildiğini söyleyen Öztürk, “Orman yangınlarında her şeylerini kaybeden ailelerimiz oldu. Biz Manavgat’ta 52 aileye 6’şar keçi verdik. Anamur’da 54 aileye 9’ar arı kovanı verdik. 100’den fazla aileyi hayata tekrar bağlamış olduk” dedi. Kadın kooperatiflerine önemli destekler verildiğini dile getiren Öztürk, bir kadın kooperatifine peynir tesisi kurduklarını, başka bir kadın kooperatifine makarna makinesi hediye edildiğini açıkladı.

Görme engellilere akıllı baston verildiğini kaydeden Öztürk, “Görme engellilere cep telefonlarıyla entegre çalışan, yol bulmaya sağlayan akıllı bastonlar hediye ettik. Gerçekten hayatlarını kolaylaştıran bir şey. Uzaktan eğitime geçildiğinde köylerde binlerce tablet verdik” dedi.

ROTARY BU SENE NELER YAPACAK?

Öztürk, Rotary’nin 7 temel odağı kapsamında projelere bu sene de devam edileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Doğa ve çevre projelerimiz var. Caretta caretta ve Chelonia mydas kaplumbağaları için projelerimiz var. Bunların neslinin korunması için sırtlarına GPS takarak göç yollarını, beslenme alışkanlıklarını takip ediyoruz. Her sene ağaç dikeriz. Türkiye’nin dört bir yanında Rotary ormanları var. Bu sene dronelarla tohum topu atacağız. Özellikle orman yangınlarından zarar görmüş, ağaçlandırması zor topolojilerde tohum topları atacağız.

Şehit yakınları ve gazilere yönelik projelerimiz sürüyor. Şehit yakınlarına burs veriyoruz. Tabletler, bilgisayarlar alıyoruz. Kulüplerimizin bir kısmı burs veriyor. Federasyon olarak bine yakın öğrenciye burs veriyoruz.

Türkiye’de tamamının rotaryenlerin yaptırdığı 28 okul var. Her şeyiyle biz yapıp Milli Eğitim Bakanlığı’na devrettik. Bu okulların ihtiyaçlarını da takip ediyoruz. Bu projelerde ortak çalıştığımız birçok STK var. ZİÇEV’e duyu bütünleme odalarını yaptık. Serebral palsili çocuklarla ilgili proje yaparken SERÇEV ile çalışıyoruz. LÖSEV, TEGV gibi birçok STK ile ortak projeler yaptık.

Rotary Film Festivali’nin 15.’si düzenlenecek. Her sene 700-800 film yarışıyor. Bunun gala gecesini Nisan ayında Samsun’da yapacağız. Eskişehir’de tiyatro festivali yapacağız. Biz daha çok toplumun ihtiyaçlarına cevap veren, insana, doğaya dair her konuyu gündeme alan projeler yapıyoruz”

BÜYÜK PROJELERE KAYNAK NASIL BULUNUYOR?

Özellikle büyük projelerin kaynaklarının büyük oranda yurt dışındaki Rotary kulüplerinden sağlandığını belirten Öztürk, “Bu kadar projenin kaynağı nasıl bulunuyor? Birincisi kulüplerimizin gelir getirici etkinlikleri oluyor. Bir festivalde stand satılıyor, konser veriliyor. Bunun gibi etkinliklerle gelir elde ediliyor. Bizim amacımız kendi üyelerimizin cebinden bu projeleri fonlamak değil. Daha büyük gelirimizi ise Rotary’nin uluslararası gücünü kullanıyoruz. ABD, Japonya, Kanada, İsveç, Güney Kore gibi zengin, sosyal devletin güçlü olduğu ülkelerde Rotary kulüplerimiz bizler kadar topluma cevap verecek proje bulmakta zorlanıyor. Dolayısıyla biz de hastanenin ventilatöre ihtiyacı olduğunu söylediğimizde, ambulans alınacağını söylediğimizde veya köylülere keçi hediye edeceğimizde fonun büyük kısmı yurt dışından geliyor. 100 bin dolarlık bir projeyse projeyi yürüten kulübümüz belki 1-2 bin doları koyuyor ancak kalan kısmı yurt dışından geliyor. Rotary’nin uluslararası olmasının bize böyle bir faydası oluyor” dedi.

ROTARY HAKKINDAKİ YANLIŞ ALGILAR

Öztürk buluşmanın son kısmında Rotary’nin kurumsal yapısı ve Rotary’ye dair doğru bilinen yanlışlar hakkında basın mensuplarının sorularını yanıtladı:

“Rotary’de birçok meslekten işinde gücünde insanlar var.

Ben savunma sanayinde çalışıyorum, şirketlerim var. Kritik alt sistemleri yerlileştiriyoruz. Milli muharip uçaklarında, Gökbey’de yaptığımız birçok iş var.

Rotary’de görevler bir sene. Guvernör ve yardımcıları dahil hepimizin görevi bir sene. Ardından bizden sonra gelecek kişiye bayrağı devrediyoruz.

Rotary’nin doğru tanınmadığına birçok yerde şahit oluyoruz. Rotary bir yardım kuruluşu değil, hizmet kuruluşu. Balık vermektense balık tutmayı öğretmek gibi bir amacımız var. Rotary bir zenginler kulübü değil. Üye olmak için maddi bir beklentimiz yok. Hiç kimsenin maddi durumuna bakarak değerlendirme yapmıyoruz. Aramızda zenginler de var, durumu mütevazi olan dostlarımız da var.

Gizli bir dernek değiliz. Tüm toplantılarımız herkese açıktır. Toplantılarımız genelde otellerde yapılıyor. Kulübün toplantısına katılıp dinleyebilirsiniz. Konuştuğumuz her şey topluma hizmete yönelik konulardır. Gizli ajandamız yok.

Biz bir Amerikan kuruluşu değiliz. Dünyanın farklı yerlerinde merkezi olan uluslararası bir kuruluşuz. Biz kendisini kökü dışarıda bir dernek olarak addetmiyoruz. İçişleri Bakanlığı sistemine kayıtlı, beyanname veren, yurtdışı bağışlarını almak ve yardım kampanyaları yapmak için valilik izniyle hareket eden yerli ve milli bir derneğiz.

Bütün Rotary kulüpleri yerli ve milli dernekler. Projelerimizi yaparken uluslararası güçten faydalanıyoruz.

Yıllardır kendimizi anlatamamışız. Biz kendimizi anlatmazsak başkaları bizi daha farklı anlatıyor. Yanlış algılar oluşmasın istiyoruz. Yapmadığımız şeylerle anılmaktan rahatsız oluyoruz”