04.05.2020, 11:47

GÖMLEĞİMİZİN ÜST CEBİNDE TAŞIYACAĞIMIZ SORULAR

Akıl tutulması diye bir durum var. Bu durumu pek sık yaşıyoruz. Düne ait neyimiz varsa unutuyor, her sabah sil baştan başlıyoruz hayata. Sonra akşam oluyor, yine aynı pişmanlık ve sonraki sabaha yine aynı inançla girebilme düşü. Bu döngünün bir sonu yok; çünkü bu bir kısırdöngü.

Dün kavramı biraz felsefi olabilir, biraz coğrafyayla ilgili, biraz da şiirin konusu olabilir. Bence dün tamamen insanla ilgili, insani bir kavramdır. Kavramlarımıza sahip çıkalım, dünümüzü unutmayalım.

Unutmak, insanla anlamlıdır. Zira bir balığa, bir timsaha ya da uçan kuşa dünle ilgili sorular sorulmayacak. İnsanla birlikte değer kazanıyor unutmak değeri. Kabullenmek gerekir ki unutmak da bizim bir değerimizdir. Unutmak, her ne kadar masum ve insancıl bir eylem olarak görülse bile esasında unutmamak değeriyle anlamlıdır. Her şeyin zıddıyla kaim oluşunu hatırdan çıkartmayalım.

İnsan yaşayan tarihin içinden geçip giden anlamlı bir oluştur. Raylarının üzerinden geçip giden trenler gibi. O trenler nasıl ki geçtiği köy ve kasabalara bir anlam katıyorsa insan da yaşadığı çağa kesinlikle bir anlam katmaktadır.

Peki, bu nasıl olacaktır? Mankurtlaşarak geçmişimizi unutarak bunu başaramayız. Her anne baba, çocuklarına inandığı değerleri miras bırakmadan bunun bir düş olarak kalacağını bilmeliyiz. Öyleyse yolcularını almadan boş vagonlarıyla geçip giden trenler gibi olursak, yaşadığımız yerlere nasıl anlam katacağız?

Anlatmaya çalıştığım meselelerin ortaya konmasında ve çözümünde iki şey söylenebilir. Öncelikle çok okumak, sonrası ise okuduğunu yaşamak. Hayatımızda tatbik etmediğimiz bilginin bize ne faydası olacaktır, ya da ailesine bırakacağı en değerli mirasın para değil de solmayan güzellik değerinin hayatımızın ve inancımızın bütününü oluşturduğunu unutursak sonumuz ne olacaktır?

Bu soruları her zaman cebimizde; cevaplarını da gömleğin üst cebinde taşımalıyız.

Bazen bir meselenin kıyısında gezintiye çıkarsınız. Şöyle düşünün; deniz kenarına gezintiye çıktınız, muradınız denize girmek değil. Sosyal hayatta da birçok mesele böyledir. Sizi düşünmeye davet eder bazı durumlar. Düşünelim ki kendimize gelelim. Düşüp taşınmadan kendimize kavuşmadan nerede hata yaptığımızı anlayamayacağız.

Nesir ya da şiir doktor reçetesi değildir. Okuyucunun bizzat kendisinin bir kuyuya düşmesi ve kuyudan kendi imkânlarıyla çıkması gerekmektedir ki okuyucu okuduğu bir romandan zevk alabilsin. Edebiyatın reçetesi bu çerçevede değerlendirilmelidir. Ama bir doktor reçetesinde kısa yoldan çözüm vardır ve hasta orada kendini hiç yormamaktadır. Öyleyse hiç yorulmadan nasıl mutlu olacağız?

Dinamik bir yapı, statik bir varlık olan insanı içine almaktadır. Durağan, hareketsiz (statik) kaldıkça ne olduğunu bilmediğimiz bir yapı insanı sıkmaya ve yapının değerleri içinde öğütmeye başlayacaktır. Eğer bu öğütme işi çok eskilerde başlamışsa artık bir kurtuluştan ne yazık ki bahsedemeyeceğiz.

Hepiniz izlemişsinizdir. “Testere” filminde insanlar, iğrenç bir odada rezil bir duyguyla sınanmaktadır. Mağdurun tek kurtuluşu katilin olay yerine bıraktığı testere ile ayağını keserek kaçışıdır. İlk başta berbat bir fikir gibi görülse de kurtuluş için testerenin yardımına ihtiyaç vardır.

Modern dünyada modern insanın da bundan pek farkı yoktur. Etrafımızda inanmadığımız ve değerlerimizle yüzde bir milyon zıt fikirler cirit atmakta; hatta o düşünceler bizzat ruhumuzu sarmış durumdadır. Ona rağmen öğretilmiş çaresizlikle her gün binlerce kez sınanıyoruz.

Bu yazı, satır aralarında da mesajını verdiğim üzere reçeteyi direkt sunmaktan imtina etmekte; reçeteyi sunmayı bir kolaylık olarak düşünmekte ve insanların yaşadığı değerleri yaşantılarıyla yaşanılabilir bir hale sokmayı öncelemeyi tavsiye etmektedir.

Bilgisayar tuşlarındaki harflere dokunmak kolay olanı. Gömleğimizin üst cebinde taşıdığımız soruların cevaplarını, yaşayarak bulmaya başlayalım.

Yorumlar (0)
banner810
17
az bulutlu
Namaz Vakti 02 Mayıs 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14