21.12.2018, 21:52

EHLİYETSİZ YAŞAMAK

Aslında olayın olduğu zaman yazmak istedim bu konuyu. Fakat daha öncesinde hâlihazırda üzerinde çalıştığım yazılarım olduğu için bu konuyu biraz iteledim; biraz da unutulsun istedim. Olay vuku bulduğunda herkes bir şeyler yazdı çizdi söyledi.

Olay (vaka) kelimesi sosyolojik olarak daha dar kapsamlı bir durumdur. Olgu (vakıa) ise daha genel. Trafik kazası bir vakıa iken, İstanbul’un bir ilçesinde ismi cismi adı sanı belli olan bir kişiye kesilen trafik cezası ise vakadır. Neydi bu vaka hatırlayalım. Tarih 1 Kasım 2018 Perşembe. İstanbul’da trafik polisleri sıradan bir kontrol yapıyor. Yapsınlar da zaten. Kontrol esnasında bir üniversitede öğretim görevlisi kadın sürücü çığlık atıyor! Suçlu mu, Evet. Trafikte cep telefonu ile konuşmaktan, seyir halinde emniyet kemeri takmamaktan kendisine ceza kesiliyor. Gayet normal. O esnada yanında ehliyeti olmadığı veya ehliyetin kırılmış olduğu da anlaşılıyor. Ancak anormal gelişen vaka burada patlak veriyor. Kadın sürücü birden bağırıyor, sinir krizleri geçiriyor. İsteği de şu; ceza kesilsin ancak kamera görüntüsü alınmasın yani olay duyulmasın istiyor. Yetişmesi gereken bir toplantısı var bitirmesi gereken işleri. Çünkü o bir kadın, çünkü o bir üniversitede hoca. Başkalarına örnek olmak gibi zorunlu ve asli görevi var. Bana göre hatasını anladığından utanç duyuyor, haber yayılsın istemiyor. Fakat tam tersi birden meşhur (!) oluyor. Burada fail, meşhur olmak istemeyen bir öğretmen.

İkinci vaka ise Sıla adında bir şarkıcı. Nikâhsız yaşadığı eşinden(!) yediği dayak sonrası haftalarca medyayı meşgul etti. Gereksiz biz zaman çalımı oldu bence. İnsanlar Ahmet Kural’ı Düğün Dernek filmlerinden hatırlıyordu. Keşke hayat çizgileri, film de olsa düzgün rol yapanların gerçek hayatında da rolü düzgün olsa. Bu da bir vakıadır.

Diğer vakıa ise nikâhsız yaşama gerçeğidir! Burada vaka ise Ahmet ile Sıla’nın nikâhsız evliliğidir. Kimsenin özel hayatını irdelemiyoruz, öyle bir hakkımız da yok zaten. Ancak 90’lı yıllarda televole kültürü gözümüze gözümüze sokulduğu için barlarda reynalarda, buraya alternatif yayla isimli gece kulüplerinde eğlenen sanatçılar(!) kendilerini pencerelerden sarkıtır, tuvaletlerde mahsur kalır, arabası ile giderken bir yerlere çarparlardı. Bu o devrin bir meşhur olma yöntemiydi. Bu vakaya da misal, yaşım müsait olduğundan biliyorum; Hande Ataizi…

İkibinküsürlerde de durum değişmedi. Nikâhsız yaşantı özenti olmaktan çıktı bizzat gerçek oldu. Aleyna isimli tilki gençliğe zorla örnek diye kabul ettirildi. Kore müzik grupları ortaokul öğrencileri arasında hüsnü kabul gördü. Ve bir gün ana haberlerde Sıla (gerçek adı ne acaba?) isimli şarkıcı kadın, dayak yediğini göğsünü gere gere ballandıra ballandıra anlattı. Bu anlayış gençlerimize hem yeni bir rol model dayatması hem de meşhur olma ısrarıdır. Bu iki vaka burada böylece dursun. Burada da fail, meşhur olmak isteyen bir sanatçı!

Bir vakıa da Kadın ve Aile Bakanlığı. İsminde her ne kadar aile olsa da her nedense kadın ile öne çıkan bir bakanlık. Vaka ise bakanın Sıla’yı telefonla arayıp bizzat geçmiş olsun demesi. Temelinde aile olan bakanlığın, resmiyette aile olmayan bir kadının isyanını duyması, soruna çözüm üretebilmesi en azından telefonla hal hatır sorması garipsenecek bir durum değildir. Çünkü ortada bir insan var çünkü ortada bir insani mesele var. Fakat aynı kadın bakanlığımız ceza yediği için toplumun gözünde değerinin düşeceğinden korktuğu için haykıran, bağıran, çığlık atan diğer kadını duymadı! Nikâhsız eşinden (!) dayak yiyip -muhtemelen yeni bir singıl çıkartacak olan- Sıla kadar anlamadık bence bu bağıran kadın sürücüyü? Sıla bağırdı duyduk fakat diğer hanımı duy(a)madık!

 Utanılacak bir yanlışlık yapan kadın mı ehliyetsiz yaşamaktadır yoksa utanılacak bir durumu meşhur olma kaygısıyla milletin gözüne sokan, ana haberlere isteyerek kendini malzeme yapan diğer kadın mı ehliyetsiz yaşamaktadır?

İki kadın, iki vaka, iki farklı tutum.

Yorumlar (0)
banner810
17
az bulutlu
Namaz Vakti 05 Mayıs 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Beşiktaş 35 54
5. Başakşehir 34 52
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 34 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 9
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. Newcastle 35 56
7. M. United 34 54
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 36 48
11. Wolves 36 46
12. Fulham 36 44
13. Brighton 34 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 34 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14