“Kızılırmak Deltası Av Turizmine Açılıyor” İddiası

Orman ve Su İşleri 11. Bölge Müdürü Emin Karaman, “Kızılırmak Deltası 56 bin hektarlık bir alandır. Bunun 5 bin 174 hektarlık yaban hayatı geliştirme sahası ava kapalıdır. Bizim o sınırları değiştirmemiz ve Kızılırmak Deltası’nı ava açmamız mümkün değildir” dedi.

Kızılırmak Deltası’nda kaçak avlanmaya sebep olan ve su kooperatiflerine verilen çadırların düzenlenmesi konusu Yerel Sulak Alan Komisyonu’nda görüşüldü. Komisyonda, yaban hayatı geliştirme sahası dışındaki alanlarda çadırların düzenlenmesine yönelik kararlar alındı. Çadırlara izin verilmesine karşı çıkan bazı sivil toplum kuruluşları ve çevreciler, Kuş Cenneti çevresinde avlanma yapılmasının sakıncalarına dikkat çekti.

Toplantıda 'Kızılırmak Deltası’nın av turizmine açılacağı yönünde karar alındığı' iddialarını değerlendiren Orman ve Su İşleri 11. Bölge Müdürü Emin Karaman, “Kızılırmak Deltası’nda 3 tane balıkçı kooperatifleri var. Bunlar Kızılırmak Deltası göllerinde balık avı yapabilmek için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan gölü kiralıyorlar. Bunlara zamanında Kızılırmak Deltası’nda Tabiat Varlıkları Kültür Kurulu’ndan ve bizim bakanlıktan 13 tane çadır kurma izini çıkıyor. Bu çadırları kurmalarının sebebi de balıkçılar daha rahat ve yakın mesafe olduğu için o çadırlarından göle çıkıyorlar, gece ağlarını kontrol ediyorlardı. Bu alanda 13’ten 60’a yakın çadır oluştu. Biz jandarma ile operasyon yaparak bunların hepsini kaldırttık. Bu sefer balıkçıların ve avcıların çadır ihtiyaçları oluyor. Bunun için de biz bunu Yerel Sulak Alan Komisyonu’na taşıdık. Bu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, balıkçı kooperatifleri, avcı dernekleri ve jandarmanın bulunduğu bir komisyon. Bu komisyonda, ‘bu çadır yerlerini güncellesin, koordinat değerlerini alsın, çadır sahibinin tüm kimlik bilgileri alınsın, çadırların herhangi birinde sorun olunca tespitini yapalım, çadır yerlerine karar verelim ve rutin kontroller yapılsın’ istedik” diye konuştu.

“Bir yeri ava açmak ya da kapatmak bizim yetkimizde değil” diyen Karaman, şöyle devam etti: “Bunlar av komisyonu kararları ile alınıyor. Burada alınan kararlar en son Ankara Genel Müdürlüğe gidiyor. İnsanlarda ‘5 bin 174 hektarlık yaban hayatı geliştirme sahamızı ava açmışız’ gibi bir hava var. Bu saha Bakanlar Kurulu ile belirlenen bir sahadır. Buna ne bizim yetkimiz var ne de Genel Müdürlüğümüzün yetkisi var. Yaban hayatı geliştirme sahasının sınırlarının değiştirilmesi Bakanlar Kurulu kararıyla çıkıyor. Aynı zamanda bu sınırlama sadece bize özgü olarak da çıkmıyor, tüm Türkiye için çıkıyor. Bizim o sınırları değiştirmemiz ve Kızılırmak Deltası’nı ava açmamız mümkün değil. Kızılırmak Deltası 56 bin hektarlık bir alandır. Bunun 5 bin 174 hektarlık yaban hayatı geliştirme sahası ava kapalıdır. Geri kalan kısım ise genel avlak bir yer. Burası çarşamba, cumartesi ve pazar günleri avcıların gidebildiği bir yerdir.”

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI KARŞI

Samsun Platformu kurucusu ve Mimar Enbiya Sancar ise, Samsun’da av turizmine açılacak bir yer varsa onun da Kunduz Dağı olduğunu, Kızılırmak Deltası’nın av turizmine açılmasının doğru olmadığını söyledi. 30 yıldır deltada ayak basmadık yer bırakmadığını ve hazırlanan birçok projede imzası olduğunu kaydeden Sancar, “Deltada kanatlılardan av hayvanı olarak ördek cinsi olanlar var, başka da bir şey yok. Avlakta her türlü hayvanın olması tercih edilir. Memelilerden tutun da yırtıcılara kadar bütün av hayvanlarının olması tercih edilir. Samsun’da av turizmi için çeşitli av hayvanının bulunmuş olduğu arazi Vezirköprü Kunduz Dağı’dır. Altınkaya Baraj Gölü’nün kenarından başlar, tüm Kunduz Dağı’nı kapsar. Bu alanda ayısından, domuzundan, çakalına kadar kanatlı tüm av hayvanları var. Samsun’un da av turizminden pay alması lazım. Biz uzmanlar, bu işi bilenler neyi nerede yapabileceğimizi bilmemiz lazım. Planlama budur. Burası bir avcı için çeşitli değildir. O bakımdan da cazibeli değildir. İkincisi dünyada hiçbir ülkede, hiçbir yerde geri kalmış ülkeler dahil uluslararası sözleşmelerle ‘Kuş Cenneti’ olarak, sulak alan olarak korunan bir yerin bitişiğinde avcılık izni verilmez” şeklinde konuştu.

Deltada kamuflaj tesisleri olmadığı için gelen ziyaretçilerin kuşları göremediğini söyleyen fotoğraf sanatçısı Sancar, “Önümüzdeki yıllarda buraya kamuflaj tesisleri yapılacak. Sade vatandaşlar, çocuklar burada yapılacak o tesiste kuşları gözleriyle görecekler. Fotoğrafçılar gelecek fotoğraf çekecek, sade vatandaşlarımız da gelerek kuşları seyredebilecek. Kuş görmek için buraya gelecekler. Kuş gözlemciliği, kuş fotoğrafçılığı, kuş seyirciliği için gelecek olan kendi vatandaşımız ve uluslararası vatandaşlardan elde edilecek olan gelir avcılıktan elde edilecek geliri kat kat katlayacaktır. Deltada avcılık konusu çok yanlış. Ramsar alanının yanında kuşları avlamak için izin verilen bir ülke yok” ifadelerini kullandı.