Bafra'da Öğretmenler İş Bırakma Eyleminde

Samsun’un Bafra ilçesinde Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sendikalarına üye öğretmen ve eğitim çalışanları bir günlük iş bırakma eylemi yaptı. Bafra ilçe Milli eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak siyah çelenk bırakan eğitim çalışanları slogan atarak basın açıklamasında bulundular.

EĞİTİM 24.09.2014, 14:45 27.09.2014, 00:17 H. Eren
Bafra'da Öğretmenler İş Bırakma Eyleminde

Samsun’un Bafra ilçesinde Türk Eğitim-Sen, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sendikalarına üye öğretmen ve eğitim çalışanları bir günlük iş bırakma eylemi yaptı. Bafra ilçe Milli eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak siyah çelenk bırakan eğitim çalışanları slogan atarak basın açıklamasında bulundular.

 

İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin güvenlik tedbiri aldığı eylemde Türk Eğitim-Sen Bafra ilçe Başkanı İbrahim Akekmekçi, Eğitim-Sen Bafra İlçe temsilcisi Tacettin Koca ve Eğitim-İş Bafra ilçe temsilcisi Atakan Şen ayrı ayrı birer konuşma yaparak toplanan kalabalığa hitap ettiler.

 

Açılış konuşmasını Türk Eğitim-Sen Bafra İlçe Başkanı İbrahim Akekmekçi yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı;

 

“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;

 

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. !

 

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,

 

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

 

Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.

 

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!

 

Evet, sevgili arkadaşlar Milli şairimiz Mehmet Akif ”Ëœinde dediği gibi sendikacılık asli anlamıyla hakkı tutup kaldırmaktır. İktidara göre konum alan bir zihniyetle hak mücadelesi mümkün değildir. Doğrularınız gelen iktidara göre değişiyorsa hakkı tutup kaldıramazsınız.

 

Değerli basın mensubu arkadaşlarım, saygıdeğer eğitim çalışanları ve kıymetli vatandaşlarımız. Bugün yaptığımız iş bırakma eylemine ve basın açıklamamıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

 

 Bugün Türk Eğitim-sen, Eğitim-sen ve Eğitim-iş ile birlikte yaptığımız iş bırakma eyleminde bize destek veren MHP Samsun milletvekili Cemalettin Şimşek’e, MHP, CHP ve BBP ilçe Başkanlarına ve teşkilatlarına teşekkür ediyor, hoş geldiniz diyoruz.

 

24 Eylül tarihinde öğretmenler derse girmeyecek, eğitim çalışanları okullarda olmayacak, ziller çalmayacak.

 

Yandaş yönetici atamalarına hayır demek için,

 

Sendikalarımızın nöbet ücretleri ile ilgili 6 saat ek ders talebinin yerine getirilmesi için,

 

Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları için,

 

İlk defa alamadığımız enflasyon farkı için,

 

Üniversite çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları için,

 

4/C’lilerin kadroya alınması için,

 

Taşeronlaşmaya karşı durmak için,

 

Akademik zam sözünün yerine getirilmesi için,

 

Öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının kaybettiği itibarları için,

 

Nitelikli ve demokratik bir eğitim için, bugün alanlardayız! 

 

Bizlerin yönetici kıyımı ile ilgili mücadelesi aylardır sürdürmektedir. Sözde paralel yapıyı tasfiye etmek için okul müdürlerinden, müdür yardımcılarına ve müdür başyardımcılarına, il milli eğitim müdürlerinden ilçe milli eğitim müdürlerine, il milli eğitim müdür yardımcılarından MEB’de üst düzey yöneticilere kadar MEB’de neredeyse yönetici bırakmadılar. Adeta yönetici soykırımı yaptılar.

 

Çalışkan, başarılı, ödüllü, okulunu zirveye taşıyan okul müdürlerine sözde değerlendirmelerde düşük puanlar verilerek, onları görevlerinden aldılar ve küstürdüler. Bu kıyım furyasından süreç içerisinde toplamda 76 bin yönetici doğrudan etkilenecektir.

 

 Bu kıyım, okullarda 4 yılını dolduran müdürlerle başladı, ilk defa ve yeniden müdür görevlendirmeleriyle son bulacak. Görev süresi uzatılacak müdürler belirlenirken, okul müdürlerine kendilerini hiç tanımayan görevinde vekâleten bulunan ilçe milli eğitim müdürleri ve sadece 2-3 aydır görevlerinde olan şube müdürleri tarafından düşük puanlar verildi. Mesai arkadaşları tarafından tam puan alan müdürlere, MEB yetkilileri tarafından düşük puanlar verilerek, onların görev süreleri uzatılmadı. MEB yetkilileri bu puanları sipariş listeler aracılığıyla verdi. Kısacası AKP ilçe teşkilatları ile el ele veren malum sendika; torpili, adam kayırmayı layıkıyla yerine getirdi. Üstelik puanlamalarda öyle trajikomik olaylar da yaşandı ki; ölen insanlara 100 puan verdiler, belediye başkan yardımcısına, kurum değiştirenlere, emekli olanlara 75 ve üzerinde puan verdiler, hatta geçici ilçe müdürleri bile kendilerine 100 tam puan verdi.

 

Örneğin Bafra İlçe Milli Eğitim müdürüne hangi akademik çalışmayla ya da uluslar arası başarıyla kendisine 98,67 puan verdiğini sorunuz.

 

Bugün bu ahlaksızlıklara imza atan sözde Milli Eğitim Müdürlerinin, Şube Müdürlerinin eğitime kalite getireceğini beklemek saf dillik olacaktır.Bu kadar usulsüzlüğe imza atabilen insanların başında olacağı MTSK,TEOG,AÖL,...vb. tüm sınavlara da şaibe ile bakılacaktır

 

Yandaş-Sen’de bu süreçte “Bana üye ol seni müdür yapacağım, “Bana üye olmazsan müdür olamazsın, görev süren uzatılmaz” diyerek, şantajla çalışanları baskı altına aldı. Hormonlu büyüyen, iktidara itaatle bağlı olan, çalışanları haklarını savunma söz konusu olduğunda süt dökmüş kediye dönen, maneviyat ve değer kavramlarını dilinden düşürmeyen ama uygulamaları ile değerleri ayaklar altına alanlar bir kez daha vicdanlarda mahkûm olmuştur. Bunlar sendikacılık tarihine kara bir leke olarak geçecektir.

 

Şu an Okullarda bir başıboşluk, düzensizlik, ne yapılacağını bilememe durumu söz konusu. İlk kez göreve atanacak müdürlerde de yine adam kayırma, siyaset-sendika ilişkileri, kişiye özel muameleler ön planda olacak.

 

Bilindiği gibi konu Anayasa Mahkemesi’ndedir. Anayasa Mahkemesi’nin bu talan, bu torpil, bu yandaşlığa bir an önce son verecek bir karar vermesi gereklidir. Şayet Anayasa Mahkemesi iptal etmezse, konuyu AİHM’ye kadar taşıyacağız.

 

Öğretmen Rotasyonu Torba yasa ile kanunlaştı. Rotasyon konusu 2011 yılında Antalya’da yapılan Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı’nda AKP Düzce Milletvekili Osman Çakır teklif ile gündeme gelmiş ve torba yasayla birlikte yasalaşmıştır. Öğretmenlere önümüzdeki yıl rotasyon görünmektedir. Ancak bu rotasyonun il içi mi il dışı mı, süresinin ne olacağı yönetmelik ile düzenlenecektir. Meslek Lisesi öğretmenlerinin branş itibariyle ilçelerde karşılığı olmadığı düşünüldüğünde en iyimser bakışla il içerisinde olacaktır.

 

Öğretmenlerimiz şu anda tedirgin bir bekleyiş içindedir. Bizler öğretmenleri göçe zorlayacak bir sistemi asla kabul etmemekteyiz.

 

Rotasyona il içi de olsa, iller arası da olsa tamamen karşıyız. Rotasyon zorunlu bir öğretmen göçüdür, yüz binlerce öğretmenin yer değiştirmesi anlamına gelecektir.

 

İlkokuldaki öğrencilerin sık sık öğretmen değiştiriyor olması pedagojik açıdan önemli tahribatlara neden olacaktır. Öğretmenin verimliliğini de rotasyonla sağlayamazsınız, aksine rotasyonla öğretmenlerin verimliliği düşecek, öğretmen işinden çok rotasyona, hangi okula gideceğine, o okulda tekrar nasıl bir düzen kuracağına yoğunlaşacaktır. Hele ki iller arası rotasyon tam bir facia olacaktır. Öğretmenlerin kurulu düzenleri olmayacak, öğretmenlerin eşleri, çocukları oradan oraya savrulacak, aile bütünlükleri bozulacaktır.

 

Öte yandan eğitimin sorunu sadece kadrolaşma değildir.  Eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakları tırpanlanmaktadır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik büyümektedir. Bu yıl ilk kez malum sendikanın masada pazarlık yapmaması nedeniyle çalışanlar enflasyon farkı alamamıştır, memurların aile ve çocuk yardımları, ek ödemeleri artırılmamıştır. 2014 ve 2015 yılları çalışanlar için kaybedilmiş yıllar olarak tarihe geçecektir.

 

HSYK seçimleri öncesinde hâkim ve savcılara 1.155 TL zam yapılacağı bildirilmektedir. Öğretmenleri, eğitim çalışanlarını, akademisyenleri, üniversite çalışanlarını, diğer memurları, asgari ücretlileri, emeklileri görmeyenlerin, oy devşirmek uğruna hâkim ve savcıları görmesi nasıl bir adalettir?

 

Öğretmenler ve eğitim çalışanlarının sosyal statüsü ve itibari giderek azalmaktadır.

 

Özelleştirme mağduru 23 bin 4/C’li hala iş güvencesinden, özlük haklardan yoksun, düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. 4/C’liler hala kadro beklemektedir.

 

Angarya bir iş olan nöbet uygulamasında 6 saat ek ders talebimize kulak tıkanmıştır.

 

Üniversitelerde anti-demokratik uygulamalar üniversite çalışanlarını ve akademisyenleri bezdirmiştir. Üniversiteler katılımcılıktan uzak bir şekilde yönetilmektedir.

 

Taşeronlaşma öylesine artmıştır ki, iktidar, adeta devlet memurluğu kavramını kaldırmaya ant içmiş bir görüntü içindedir.

 

Öte yandan velilerimize de şu çağrıyı yapmak istiyoruz: Sadece eğitim çalışanlarının değil, çocuklarımızın da geleceği tehdit altındadır. TEOG yerleştirmelerinde yapılan hatalar, öğretmen ve derslik açığı, ücretli öğretmenlerin derslere girmesi, birleştirilmiş sınıf uygulaması, okullarda ikili eğitim yapılması, eğitimin niteliğinin, kalitesinin azalması, kendi yağıyla kavrulan devlet okullarına ödenek ayrılmamasına rağmen özel okullara teşvik verilmesi; okulların liyakatten, bilgiden, tecrübeden yoksun insanlara teslim edilmesi Türk milli eğitimi için en tehlikeli hususlardır. Şundan emin olunmalıdır ki, biz daha iyi bir eğitim hizmeti verebilmek için sesimizi yükseltiyoruz. Bu nedenle bugün çocuklarınızı okula göndermeyerek, bu eylemimize siz de destek verin. 24 Eylül’de öğretmenlerimizin, okul yöneticilerinin, eğitim çalışanlarının hak arama mücadelesine katkıda bulunun.”

 

Eyleme herkesin destek vermesini istiyoruz. Bu noktada eğitim çalışanlarının birlikteliği çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki; eğer bir ve beraber olursak, sesimizi yüksek perdeden duyurursak, kenetlenirsek, sağlam bir irade ortaya koyarsak, o zaman yanlışlıklara, haksızlıklara, adaletsizliklere dur demek mümkün olabilecektir.

 

Eğitim-Sen Bafra ilçe temsilcisi Tacettin Koca da yapatığı konuşmada şu ifadeleri kullandı;

 

“Değerli eğitim emekçisi arkadaşlarım,

 

Eğitim-Sen Bafra Temsilciliği adına hepinizi bugün Akp hükümetinin, kamusal hizmet olan eğitimi,  yaz-boz tahtasına dönüştürmesine tepki olarak, bir araya gelerek grev yapmanızdan dolayı kutluyorum. Bugün burada eğitim emekçilerinin gururlu insanları ve onların destekçileri bir arada.

 

Biraz önce grev yapmamızın gerekçelerinin önemi ve haklılığımızın dayanaklarının bir kısmını Türk Eğitim-Sen Başkanı İbrahim Akekmekçi arkadaşım açıkladı.

 

Bende size eğitimin özelleştirilmesi ile ilgili yaşanan süreci aktarmak istiyorum. Değerli arkadaşlar. Bu yıl hepimizin hatırlayacağı üzere hükümet özel okullara giden öğrencilerle ilgili devlet desteğini açıkladı. 250 bin öğrenci bu yıl özel okullara giderken devlet desteğinden faydalanıyor. Yıllardır kamusal hak olarak savunduğumuz  “parasız eğitim, parasız sağlık” imkânsız hale getirilmek istenmektedir.

 

Değerli eğitim emekçisi arkadaşlarım, eğitimin özelleştirilmesinin iki ayağı bulunmaktadır. Bizler açısından eğitim çalışanları sorunu ve diğer ayağı öğrencilerimizin nitelikli eğitim alma sorunudur.

 

Önce kaynak bulamıyorum diyerek birçok okul yöneticisi, yıllardır öğrencilerden para toplamak durumunda bırakılmıştır. Bu süreçte birçok öğretmenimizde okul idaresinin işlerini kolaylaştırmak için bu sürecin bir parçası olmak zorunda kalmışlardır. Oysa canları istediğinde kaynağın nasılda kolay bulunduğu ortadadır. 250 bin özel okula gidecek öğrenci için buldukları kaynak bu gün devlet okullarında öğrenci başına dağıtılmak istense, devlet okullarında okuyan her bir öğrenci için 50 TL gibi bir rakama denk gelmektedir. Bu kaynağı okullarımıza ayırsalar, esas işi eğitim öğretim olan arkadaşlarımız enerjilerini bu yönde harcamamış olacaklardır. Değerli arkadaşlar kaynak yok sorunu koca bir yalandan başka bir şey değildir.

 

Bu yıl özel okullara aktarılan kaynak sürecin bir başlangıcıdır. Özel okullara giden öğrenci sayısı arttıkça devlet okullarına giden öğrenci sayısı azalacaktır. Size bu durumu bir örnekle açıklamak istiyorum. Birinci ve ikinci kademede ilçemizde yaklaşık 12 bin öğrenci bulunmaktadır bu öğrencilerimizin 4 bine yakını devlet okulundan özel okula geçtiğinde devlet okullarında çalışan öğretmenlerimizin % 30’a yakını sürekli norm kadro fazlalığı durumuna düşeceklerdir. 2010 yılında çıkan torba yasanın maddelerinden birine göre Tekel İşçilerinin başına gelen durumun aynısı bizlerin başına gelecektir. Bir anda iş güvencemiz elimizden alınmış ve 4/C’li statüsünde çalışmak durumunda bırakılacağız.

 

Değerli arkadaşlarım,  eğitimde özelleştirme sadece özel okullarının sayısının artması demek değildir. Özelleştirmenin çok değişik şekilleri vardır. Bunlardan biri de hayata geçirmek istedikleri Kampus Okul Projesidir. Bu proje kapsamında ilçe merkezlerinde olan liseler, ilçe merkezleri dışında büyük bir alana yerleştirilmek istenmektedir. Bu proje henüz ilçemizde hayata geçirilmemiştir yalnız Samsun’un diğer bazı ilçelerinde yapımına başlanmıştır. Proje kapsamında bir şirket okul binalarını eğitim öğretime hazırlamak için faaliyete geçmiştir. Proje bittiğinde okulların işletmesi yine aynı işletmeye devredilmek suretiyle, bu okullar devlet okulu statüsünde ama çalışanlar açısından hizmet alımı ile çalıştırmak istenmektedir. Bu gün meslek lisesinde çalışan bir arkadaşımız yeni açılacak kampus okulun öğretmeni olamayacaktır. Çünkü bu okulları işletenler parasını devletten alıp dışarıdan hizmet alımı ile öğretmen çalıştıracaklardır. Böyle olunca da merkezdeki meslek liseleri yeni öğrenci alamayacaklar ve kapanmak durumunda bırakılacaktır. Bu okullarda çalışan arkadaşlarımız biraz önce bahsettiğim gibi 4/C statüsünde çalışmak durumunda kalacaklardır.

 

Önümüzdeki dönemde bugün itibariyle 20 yılın altında çalışan birçok eğitim emekçisi arkadaşım kademeli olarak, kadrolu çalışmadan sözleşmeli çalışan durumuna geçecektir. Kadrolu öğretmen olmak için yıllardır kpss sınavlarına hazırlanan ve ataması yapılan genç öğretmenlerimizi yapılan düzenlemeler böyle devam ederse tekrar iş güvencesi olmadan yeni bir çalışma hayatı beklemektedir. Özel okullarda görev yapan eğitim emekçilerinin iş güvencesi, patronun iki dudağının arasındadır.  Özel okulların esas amacı kar hırsı olduğundan, öğretmeninden ve diğer çalışanlarından beklediği tek şey, daha fazla verimliliktir. Verimlilik kavramından anlaşılan ise daha fazla çalışmak ve patrona daha fazla biat etmektir. Bunun en iyi örneği Soma Maden faciasında karşımıza çıkmıştır. Bugün özel okullarda çalışan eğitim emekçilerinin hangi şartlarda çalıştığı göz önüne alındığında ve ataması yapılmayan 400 bin öğretmenin de bu süreçte bir biriyle rekabet edebilmesi için hangi kölelik şartlarına razı olacağı, gün gibi ortadadır.

 

Sendikalar biz çalışanların işverene karşı mücadele etmek için en etkili örgütlerimizdir. Sendika farklılığı gözetmeden bugün burada bir arada haklarımızın gasp edilmesine karşı birlikte mücadele ediyoruz. Çok geç olmadan bu birlikte mücadelemizi daha yukarılara taşımamız gerekmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle, beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim.”

 

Eğitim-İş Bafra Temsilcisi Atakan Şen yaptı konuşmada şu ifadelere yer verdi; “Bugün burada birlik beraberlik tablosu çizmeye çalıştık. Öğretmenlerin genel sorunları üzerinde, eğitimin genel sorunları üzerinde arkadaşlarımız, birçok açıklamada bulundular. Ama bence öğretmenlerin en büyük sıkıntısı, birlik beraberlik içerisinde zaman zaman olamamalarıdır. İnşallah bundan sonra, bu kadar hak ve hukukumuzu kaybettikten sonra birlik beraberlik gösterebilir, hep birlikte bu adaletsiz düzene dur diyebiliriz. Unutmayanız ki görevden alınan bu kadar idareciden sonra emin oldun yılına bakılmadan bir sürü öğretmende ya yer değiştirilecek ya da zoraki emekliliğe teşvik edilecektir. Özel eğitim konusuna geldiğimizde maalesef devlet kendi okullarına doğru düzgüne ekonomik yardım yapmazken 3 bin, 3 bin 500 lira gibi bir öğretmen maşının kat ve kat üzerinde olan bir parayı özel eğitime katkı amaçlı göndermektedir. Bu millet, bu öğretmenler, vatandaşlarımız umarım eninde sonunda buna bir dur diyecekler ve biz birlik beraberlik gösterebilirsek bunların hepsinin üzerinden geleceğiz” dedi.

 

Eyleme MHP Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşek, MHP Bafra İlçe Başkanı Av. Hüseyin Acar ve CHP Bafra ilçe Başkanı Nihat Oktay da katılarak destek verdi. Eylem basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde sona erdi.

Kaynak: Altınova Gazetesi
Yorumlar (1)
ayrımcı 10 yıl önce
sağcısı da solcusu da bu memlekettin insanı.. yeter ki bölücü ve ayrıştırıcı olmasın..gören gözler görüyor yaşıyor ki, en büyük ayrımcılık yapan maalesef kendini mücahit sanan kesim... insan ve kişi haklarına ,inançlarına saygılı olsun yeter ey müdür mücahitleri..
banner1060
17
az bulutlu
Namaz Vakti 06 Mayıs 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17