20.08.2019, 00:58

BAFRA'DA YAŞAMAK

Burası Bafra… Doğup büyüdüğümüz, çocukluk ve gençlik yıllarımızın geçtiği yer. Biz burada hüzünlendik, burada neşelendik, burada sevdik… Burada tanıdık hayatı, bir pazar günü babamızın elinden tutup fırına pide yaptırmaya giderken… Gençlik Caddesi’nde yaz geceleri arkadaşlarımızla dondurma yerken fark ettik dostluğun kıymetini. Düğün konvoyumuz Çetinkaya Köprüsü’nün tam ortasında durduğunda, sevdiğimiz kızın elinden tutup, bir gün batımında Kızılırmak’a bakarken ailenin her şey olduğunu anladık. Gönül sazımızın tellerini titreten şiirin büyülü dünyasıyla bu şehirde tanıştık. Bir Cuma günü Büyük Cami’de secdeye varırken gerçek huzuru tattık. Kaderimiz bu şehrin kaderiyle bir yazıldı tıpkı Kızılırmak gibi geleceğe doğru akarken. Velhasıl, biz bu şehri çok sevdik, bu şehir de bizi... Çünkü onunla aynı kaderi paylaştık hayat denen çetin mücadelede.

*

Kadı Çeşmesi ile ilgili anlatılan söylenceyi hepiniz bilirsiniz. Suyundan içenin Bafra’yı sevip buradan ayrılamayacağı söylenir. Bizler Bafra’dan ayrı düştüğümüz anlarda bile gönlümüzde hep şehrimizin sevgisini taşıdık. Bunun en bariz örneği yurt dışında çalışan gurbetçilerimizdir. Geçenlerde şehrimizin saygın bir pide salonunda oturuyorduk. Yanımızdaki masada yıllık izinlerini geçirmek üzere Almanya’dan memleketlerine gelmiş gurbetçi vatandaşlarımız vardı. Konuşmalarına kulak misafiri oldum. Bafra Pidesi’ni özlediklerini söylüyorlardı. Bafra’daki çocukluk, gençlik yılları, özlemleri, köyleri, hatıraları üzerine keyifli ve derin muhabbete dalmışlardı.

*

Sosyal dayanışma dediğimiz o toplumsal ihtiyaç, eskiden imece kültürüyle bir başka yaşanırmış Bafra’da. Kardeşlik ve yardımlaşmanın adıymış imece bizde bir zamanlar. Bir hayat tarzıymış. İmece kültürü son yıllarda çok katlı apartman hayatına ve giderek yaygınlaşan modern çağın bireyselcilik hastalığına maalesef yenik düştü. Yollarını, okullarını, camilerini, tarladaki işlerini imece usulüyle ortaklaşa yaparmış insanımız. Eskiden böyleymiş. Böylece işler daha kolay bitermiş. İmecede topluca yenen o yemeğin tadı da bir başka olurmuş hani. Böylece insanlar hem birbirleriyle kaynaşır, yeni yetişen çocuklar ve gençler de birbirlerini tanırlarmış.

*

Bizim köylerimize uğrayanlar aç, açık kalmazmış. Biz de konuklar ‘Tanrı misafiri’ bilinirmiş. Misafirler yedirilir, içirilir ve güzelce ağırlanırmış. Bu ağırlamada daha çok mahalli yemekler tercih edilirmiş. Hiç unutmam, rahmetli babaannem misafirlerimiz için en güzel ve en leziz yemekleri hazırlardı. Hani biz de rahat duramazdık o güzelim sofrayı görünce. Çocukluk bu ya, kıyısından köşesinden bir şeyler aşırmak isterdik. Ayrı bir özen gösterilirdi misafir sofrasına.

*

Bizim kültürümüzde ‘misafir odası’ diye bir kavram var. O oda misafire hastır. Öyle her zaman girip çıkılmaz, oturulmaz orada. Misafirin yatacağı o oda her zaman hazır ve tertemiz tutulur. Her şey misafirin rahat etmesi ve dinlenmesi için seferber edilirdi adeta. Çünkü misafir bereketle gelirdi eve. Onu memnun etmek Allah’ın rızasını kazanmaya vesile idi. Siz, babaannemin misafir odası için göz nuruyla işleyip hazırladığı oyaları bir görseydiniz, o oyalardaki zarafet ve sanata hayran kalırdınız. Aynı zamanda el emeği, göz nuruyla işlediği oyalarda Türk kadınının ruh güzelliğine de şahit olmuş olurdunuz.

*

Ramazan ayındaki iftarlarımız, sahurlarımız ve yine bu aydaki selesepet eğlencesi bu şehrin ayrı bir rengi, güzelliğiydi. Düğünlerimiz, kına gecelerimiz, manilerimiz, türkülerimiz, oyunlarımız, bizi yaşatan zenginliklerimizdendi. Toplum bunlarla nefes alıyordu adeta. Komşumuzda cenaze olsa bütün herkes orada olurdu işi gücü bırakıp. Ev sahibine destek amacıyla cenaze evine yemekler getirilir, uzaktan taziyeye gelenlere ikram edilirdi. Şimdi aynı apartmanda oturanlar birbirlerini tanımıyor, komşusunun cenazesine uzaktan, balkondan bakıyor. Modernleşmek bu olsa gerek!

*

Nerede o eski köy düğünlerimiz ve o düğünlerle yaşayan geleneklerimiz? Düğünlerde insanların kaynaşması, el ele tutuşup horon oynamaları, düğün alayları, unutulacak şeyler değildi! Sevgi, samimiyet, insanlık vardı. Şimdi herkes dört duvardan ibaret düğün salonlarına doluyor, gümbür gümbür gürültüden başka bir şey yok! Düğün merasimine gidiyoruz iki âşina dostla muhabbet edemiyoruz gümbürtüden.

*

Çocukken oynadığımız oyunlar tarih oldu. Hem de kendi oyuncağımızı kendimiz yapar, arkadaşlarımızla paylaşır, oynardık. Kız çocuklarımız bezden bebek yaparlardı. Şimdi ki o arsız, şımarık Barby ve Sindy bebeklere taş çıkartırdı vallahi o bez bebekler güzellikte.

*

Tabakhane Mahallesindeki Nalıncı Hamit dayımız da yok artık, yerini dolduracak birisi olmadı maalesef! Zaten onunla birlikte eski Bafra’mızı da yitirdik. Onun dükkânındaki envai çeşit oyuncaklar çocuk yüreğimizi öyle coştururdu ki… Bir topaç (biz bozanak derdik ona) alsak dünyalar bizim olurdu. Şekerci Ahmet dedemiz de yok artık. Yolda gördüğümüzde hemen etrafında halka olurduk. Cebindeki şekerleri herkese dağıtır, saçlarımızı okşar, bizi severdi. Birkaç güzel nasihat bırakırdı hatıra olarak zihnimize. Ne melek adamdı o bir bilseniz! Belki pedagog değildi ama çocuk ruhundan çok iyi anlardı.

*

Hiç şüphesiz ki, Bafra’nın tarihi ile ilgili yazılacak, gündeme getirilecek birçok konu ve tarihi anekdot var. Kısmet olursa başka yazılarımızda bunlara yine değiniriz. Burada ben bir tanesinden, bir tarihi hadiseden bahsetmek istiyorum. Bafra’nın İstiklâl Harbimizde önemli bir yeri vardır. Malumunuz olduğu üzere İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalini tel’in etmek amacıyla yurdun her yerinde mitingler düzenlenmişti. İşte bu mitinglerden bir tanesi de Bafra’da düzenlenmiştir. Miting komitesinde Müftü Mehmet Ali Efendi ile Belediye Reisi Dursun Bey ve ulemadan birkaç zât bulunuyordu. 27 Mayıs 1919 da Bafra Cumhuriyet Meydanında tarihi bir miting yapıldı. Bu mitingin yapılacağı daha önceden ilan edilmişti. Vatansever Bafralılar akın akın bugünkü eski Cumhuriyet Meydanı’na geldiler. Herkes işini gücünü bırakıp bu milli görevi ifa etmek üzere meydanı doldurmuştu. Öyle ki meydan da boş yer yoktu. Yapılan konuşmalarda işgal tel’in ediliyor, Türk halkına yapılan zulüm ve vahşet dile getiriliyordu. Bafralılar bu konuşmalardan etkilenerek ağlıyor ve milli mücadele noktasında azim ve kararlılıklarını gösteriyorlardı. Zaten İstiklâl Mücadelemiz Bafra ve Bafra’ya bağlı köylerde yiğitçe, kahramanca sürmüştür. Daha sonra bu miting 18 Mayıs 1315/31 Mayıs 1919 tarihinde ‘Yüce Padişah Huzuruna…’ diye başlayan ve tarihi kayıtlara da geçmiş olan bir telgrafla İstanbul’a bildirilmiştir.

*

Unutmayalım ki, şehirleri ayakta tutan çok katlı beton binalar değildir. Şehirlerin de ruhu vardır ve o ruhla yaşarlar yüzyıllar boyunca. Ve o ruhla geleceklerini inşâ eder şehirler. Şehrimize ve onu ayakta tutan ruha sahip çıkalım, o ruhu tekrar diriltelim. Şehrimizin adı olumsuzluklarla değil, geçmişte olduğu gibi olumlu ve güzel işlerle anılsın. Kültürümüz kaybolmasın, güzellikler yaşasın, yaygınlaşsın!

*

ŞİİR FALINDAN:

Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımız da bin bir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek,
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar.

(Faruk Nafiz ÇAMLIBEL)

Yorumlar (2)
Ramazan Soylu 5 yıl önce
Yüreğine kalemine sağlık Recep kardeşim. Ne güzel anlatmışsın güzel Baframızı ve yitip giden değerlerimizi. Teşekkürler
Hasan Kul 5 yıl önce
Recep hocam zihnine,ağzına, yüreğine Kalemine,sağlık. Sonuna kadar okudum hemde o eski günlere giderek heyecanla hüzünle okudum Allah razı olsun
banner810
17
az bulutlu
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14