11.09.2018, 09:25

TARİH BİZE NE SÖYLER

"Bir zamanlar biz de millet, hem de nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!
Kapkaranlıkken bütün âfâkı insaniyetin,
Nâr olup fışkırmışız tâ sinesinden zulmetin."

.

Milli şâirimiz Mehmet Akif Ersoy’a ait yukarıya aldığımız mısraları okuduktan sonra, geçmişe doğru bir tarih yolculuğuna çıkmaya ne dersiniz değerli dostlar? Hazırsanız bu haftaki yazımızda beraber kısa bir tarih yolculuğu yapalım.

.

Tarih, ibret için vardır; sayfalarını da bunun için açar zaten bize. Zira, geçmişini unutan milletlerin geleceklerini sağlam temeller üzerine kurmaları mümkün değildir. Geçmişinden ders alıp, geleceğine yön veremeyen milletler tarihin çöplüğünde kaybolup gitmişlerdir.

.

Özellikle gençlerimiz açısından milli tarihimiz çok önemli. Milli tarihimizi öğrenmek, milli şuurla mücehhez olmak demektir. Biz yetişkinler, ne yapıp edip gençlerimizi tarihe adını altın harflerle yazdırmış milli kahramanlarımızla buluşturmalıyız. Bu buluşmanın yollarını aramak zorundayız. Bunu milli bir vazife olarak görenlere ve kendisine dert edinenlere bu anlamda çok iş düşüyor. Yapılacak çok şey var, vakit durulacak vakit değil! Gençlerimiz, Orta Asya’dan Anadolu’ya ve dünyanın farklı coğrafyalarında ortaya koyduğumuz kültürel mirasımızdan haberdar olmalı, özünde merhamet, adalet ve insaniyet olan büyük bir medeniyetin evlatları olduklarının farkına varmalı.

Devir, Osmanlı devri. Şanlı ecdâdımızı bir de yabancılardan dinleyelim isterseniz. Bakalım, Batılı yazar ve seyyahlar Müslüman Türk’ün sosyal hayatı hakkında neler yazmışlar. Kaynağımızı da belirtelim bu arada. Yazımıza konu olan yabancılara ait aşağıdaki görüşler, değerli tarihçi merhum Yılmaz ÖZTUNA’nın 1986 yılında basılmış iki ciltlik Osmanlı Devleti Tarihi isimli kitabından derlenmiştir. Buyurun birlikte okuyalım:

.

“Türkler’in biz kadınlara muameleleri bütün milletlere örnek olmalıdır. Sokaklarda kadın en küçük saygısızlık görmez.” (Lady Craven, Voyage a Constantinople, Paris 1789)

.

“İhtiyarlık Türkiye’de olduğu gibi hiçbir yerde hürmete mazhar değildir. Çocuklarını daha fazla şefkat ve ilgi içinde yaşatan bir memleket de bilmiyorum. Sokaklarda çocuğunu omzuna, kucağına alarak yürüyen, onu fazla yürütmekten, yormaktan sakınan çok baba görülür. Ama büyüyen çocuk, babasına büyük saygı gösterir. Emretmedikçe oturamaz. Yalnız “baba” değil, babasının ünvanı neyse “efendi baba” , “ağa baba” , “bey baba” , “paşa baba” diye hitap eder. Küçük kardeş büyüğüne saygı gösterir. Büyük kardeş asla ismiyle çağrılamaz, “abla” ve “ağabey” denir ki, bizim dilimizde bu kelimeler meçhuldür (bilinmez).” ( Ubucini, 1855)

.

“ Bir Türk kervansarayına indim. Üç gün bedava yiyip oturdum. Hıristiyanlar da aynen Türkler gibi kabul görüyordu.” (Villamont, 1596)

.

“ Bir Türkmen kulübesinde misafir kaldım. Beni misafir ettikleri kulübede, Avrupa’nın en lüks otelindeki kadar emniyet içindeydim. Doğrusu nazik insanlardı.” ( Mac Farlane, 1829)

.

“Galata bankalarından altın torbalarını, limandaki gemilere, Türk hamalları taşır. Şimdiye kadar en ufak bir vak’a işitilmemiştir. (Ubucini, 1855)

.

"Türkler hayır yapmakta çok ileridirler. Bir defa din farkına bakmazlar. İnsanın geçmişine de bakmazlar. Hayvanlara ve bitkilere mahsus hayrât da yaparlar. Mahallenin zengini, o mahallede ihtiyaç sahiplerinin hepsini himaye eder (korur, gözetir).” (Comte de Bonneval, 1740)

.

“Hayrât yaptıran Türkler arasında epey çılgınlar bulunur. Şam’daki kedi ve köpeklere mahsus hastane böyle bir çılgının vakfıdır.” (Guer, 1746)

.

“Osmanlı ülkesinde dilencilik ve dilenci yok gibidir.” (de la Monraye, Voyages, 1727)

.

“Türkiye’de kabalıktan eser görülmez, her tarafta nezaket göze çarpar.” (Prens Demetrius Cantemir, Histoire de L’ Empire Othoman, Paris 1743)

.

“Türkler asla yere tükürmezler.” (Marsigli, 1732)

.

“Türkler’de babaya saygı son derece büyüktür. İzin almadan babalarının karşısında oturmazlar.” (Amédéé Jaubert, Voyage, Paris 1821)

.

“Türk mutfağı çok temizdir. En küçük bir kire tahammülleri yoktur. Sofra takımları temizlikten parıldar.” (Tavernier, 1678)
.
.

“En yoksul bir Türk köylüsünün evinin temizliği hayrete şâyandır. Türk hastaneleri, Avrupa hastanelerinden çok daha temizdir. Türkler bu hayatı asırlardan beri yaşıyorlar. Biz de ise temizlik yarım asır önce başlayabilmiştir.” (Dr. A.Brayer, Neuf Annéés a Costantinople, Paris 1836)

.

“Zengin Türkler bol sadaka verirler. Zaruretlerini söylemekten kaçınanları arayıp bulur, bilhassa onlara yardımdan zevk alırlar. Borçlunun borcunu öderler. Yoksul komşularını gözetirler. Herhangi bir hayvanın acı çekmesine asla izin vermezler. Kedi ve köpekler için vakıf yaptıranlar vardır.” (de Thevenot, Relation d’ Un Voyage Fait au Levant 1665)

.

“Türkler arasında, başka milletlerde olduğu gibi senet ve yazılı vesikaya lüzum yoktur. Verdikleri sözün, yaptıkları vaadin esiridirler. Din farkı gözetmeksizin bütün insanlara karşı aynı şekilde hareket ederler. Başkasının hakkını yemekten çok korkarlar. Bütün endişeleri helal ile haramı ayırmaktır.” ( d’Ohsson, IV, 309)

.

“İstanbul’da gece asayişi de gündüzki gibi mükemmeldir. Nadiren hırsızlık olur. Hırsız bulunamazsa çalınan mal, o sokağın sakinlerine ödetilir. Hırsız bulunursa, ağır bir hapis cezası verilir.” (Castellan 1811)

.

“Türkler’in beşer irfanını ciddi bir suretle ileri götürdükleri, şimdiye kadarki bilinen materyallerden bile, vâzıh (açık, belirgin) olarak anlaşılmaktadır.” (Geza Fehér, II. Türk Tarih Kongresi)

.

Nitekim 19. yüzyılda İstanbul'da birkaç sene kalan tarihçi A. Ubicini, La Turquie Actuelle (Güncel Türkiye) isimli kitabında o devri objektif bir şekilde tasvir etmiştir. Ubicini, Türk beldelerinin emin yerler ve Türkler'in de son derece güvenilir olduklarını şöyle anlatmıştır: "Bu muazzam payitahtta (İstanbul'da) dükkâncı herkesçe malum namaz saatlerinde dükkânını açık bırakıp gittiği ve gece evlerin kapıları alelade bir mandalla kapatıldığı halde, senede yalnız 4 hırsızlık vakası bile olmaz...”

.

A. Brayer, 19. yüzyılda Paris'te yayınlanan Neuf annees a Constantinople (Konstantinopolis'te Dokuz Yıl) isimli eserinde, Türk tevazusunun üzerinde durmuş; bunun kaynağının Kur’an-ı Kerim olduğunu şöyle belirtmiştir: "Müslüman Türkler arasında kibir ve gurur adeta bilinmez. Kuran'ın en şiddetle yasakladığı temayüllerin biri de budur... Bir taraftan da sürekli olarak alçak gönüllülük telkin edilir... İşte bundan dolayı Müslüman Türk'ün yürüyüşünde vakar ve ihtişam olmakla beraber, katiyen kibir ve azamet yoktur. Daima yavaş sesle konuşur; el ve kol hareketlerinde hiçbir zaman zorla hükmeden bir eda sezilmez; hizmetinde tatlılık ve kolaylık vardır.”

.

“Hayrat ve hasenat yalnız Kur’an ile Türk imamları tarafından iyice telkin ve teşvik edilmiş olmakla kalmayıp halk tarafından da o kadar sadakatle ve öyle bir el birliği ile tatbik edilir ki, bütün Türkiye ile Kırım'da dilenciliğin veyahut dilenciliği meslek ittihaz etmiş fukaranın ne olduğu bile malum değildir.” (Aubry de la Motraye)

.

"Dünyada esirlere, kölelere, cariyelere ve hatta kürek mahkumlarına Müslüman Türkler'den daha iyi bakan ve daha iyi muamele eden hiçbir millet yoktur.” (Mouradgea d'Ohsson)

.

Türkler'in konuşmalarına şahit olan bazı Batılı gözlemciler, Türklerdeki güzel hitap biçimini şöyle anlatırlar:"Bu milletin o kadar tatlı bir konuşma tarzı vardır ki, bütün medeni milletlere örnek olabilir.” (Charles Mac Farlane)

.

"Öfke ile intikam hissinin mahsulü olduğu kadar kumarbazlığın da tabii bir neticesi olan küfürbazlık Hıristiyan memleketlerinde müthiş surette ve tamamıyla kâfirce sarfedilip durduğu halde, Türkiye'nin ne sokaklarında duyulabilir, ne de evlerinde işitilir. Bu halin bizim yüzlerimizi kızartacak ve bizi hayretler içinde bırakacak tarafı da şudur ki, Türkler'in yalnız ağızlarında değil, lisanlarında da küfür kelimeleri yoktur. Onlar yalnız 'Vallah' diye Allah'a kasem (yemin) ederler. (Du Loir)

.

Birlikte okuduğumuz Müslüman Türk’e ait bu güzel hasletler tozlu raflarda dizili tarih kitaplarında kalmasın. Dileğimiz o ki, ecdâdımıza ait bu güzel hasletler, sosyal hayatımızda tekrar neşv ü nema bulsun, yaygınlaşsın.

.

ŞİİR SANDIĞINDAN:
 

Biz sevdik âşık olduk, sevildik maşuk olduk,
Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası?
(Yunus Emre)

Yorumlar (0)
banner1060
17
az bulutlu
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 34 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 32 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14