Çiğdem Karaaslan; Gençlerle Buluştu

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, "Gençleri ara sokaklarda kavga etmeye çağıranların bugün onlara seçilme hakkı verildiğinde sesini yükselterek, 'gençler bizi mi yönetip yönlendirecek' demelerini genç bir siyasetçi olarak utançla karşılıyorum." dedi.

Karaaslan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Samsun şubesinin gençlerle bir kafede düzenlediği kahvaltıya katıldı.

Çiğdem Karaaslan, burada yaptığı konuşmada, 24 yaşında AK Parti Gençlik Kollarında görev almaya başladığını söyledi.

Türkiye'deki 1980 askeri darbesini yaşadıklarını ama o zaman daha küçük olduklarını, anlatılanları çok fazla anlamadıklarını dile getiren Karaaslan, "Fakat anlatılanları bugünün dünyasında tekrar yaşamak istemezdik elbette. Darbe nasıl olurmuş, sokaklarda tanklar insanların üzerine nasıl sürülürmüş, 15 Temmuz'da hep beraber gördük. Gençler 15 Temmuz'da çok büyük inisiyatif aldı. Sizler çok büyük eleştiri alarak, 'gençlerin ilgisini çekmez bu iş' diyenlere inat meydanlarda, sokaklardaydınız. Bu ülkenin en büyük umudu da burada yatıyor aslında. Hiç kimsenin hesaplamadığı şey siz gençlerin varlığıydı." değerlendirmesinde bulundu.

- "Gezi olayları öncesinde Türkiye'nin tüm verileri rekorlar kırıyordu"

Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olduğuna işaret eden Karaaslan, şöyle devam etti: "Türkiye büyüme potansiyeline sahip bir ülke. Sadece klasik verilerde geçen genç nüfusa sahip değil. Artık aynı zamanda bu genç nüfus potansiyeli Türkiye'nin geleceğine yön verecek kadar önem arz ediyor. Tüm bunlara baktığımızda bu, bizi 2013 yılında Gezi olaylarının başlamasının öncesine götürebilir. Gezi olayları öncesinde Türkiye'nin tüm verileri rekorlar kırıyordu. Ekonomik anlamda, kültürel ve sosyal anlamda... Tam da bu noktada güçlü Türkiye'nin adımlarını atmışken Gezi Parkı'nda ağaçlarla başlayan bir süreç yaşadık. Orada ön planda olan gençlerdi. Gençleri mıknatıs etkisiyle oraya çekmeye çalışanlar vardı fakat aynı gruplar daha sonra gençleri sokaklara ve sokak aralarına davet etmeye başladı. Gençleri çatışmaya davet etmeye başladı. Tıpkı 'sırtımızı terör örgütüne yasladık' diyenlerin yapmaya çalıştığı gibi. Gençleri bu saatten sonra kimse sokak aralarına, kavgaya ve çatışmaya çağıramayacak. Türkiye çok önemli tecrübe kazandı."

Gençlerin artık yapması gereken en önemli görevin sivil toplum örgütü, siyasi partiler gibi legal çatılar altında fikir üretmek, geliştirmek ve eğitim gördüğü alanda kendisini geliştirmek olduğunu anlatan Karaaslan, Türkiye'yi geleceğe gençlerin taşıyacağını vurguladı.

- Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi modeli

Türkiye'de son günlerde cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi modelinin tartışıldığını anımsatan Karaaslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hepiniz bu tartışmanın belki her gün içindesiniz. Belki sizin de kafanızda soru işaretleri oluşuyor ama bu 18 madde içinde toplumun bir tek kesimini doğrudan ilgilendiren bir madde var. O da seçilme yaşıdır. Biz diyoruz ki bir gruba seçme hakkını veriyorsak, seçilme hakkını da vermeliyiz. Gençleri ara sokaklarda kavga etmeye çağıranların bugün onlara seçilme hakkı verildiğinde sesini yükselterek, 'gençler bizi mi yönetip yönlendirecek' demelerini genç bir siyasetçi olarak utançla karşılıyorum. Gençler hayatın her kademesinde olduğu gibi siyasette de varolacak. Bunun önünü kapatmak isteyenleri gençlere havale ediyorum. Bunun gereğini de gençler yapacak."

- "Türkiye tarihi yol ayrımında"

Halk oylamasının 16 Nisan'da yapılacağını hatırlatan Karasalan, "Türkiye'nin en tarihi yol ayrımlarından biri olacak. Siz gençler burada mesuliyet sahibisiniz. Bizim gidip anlatamadığımız ve anlayamadığı için kafasında soru işaretleri bulunan, bunun için aksi oy kullanacak hiç kimse kalmamalıdır. Biz kendi teşkilatımız olarak gençlerin de kafasının içindeki soru işaretlerine cevap vereceğiz. 'Evet' verecek olanların yanı sıra 'hayır' verecek olanlar da mutlaka olacak ama Türkiye için ne kadar önemli bir karar verileceğini özellikle gençlerimize anlatacağız. Türkiye'nin bundan sonraki yol haritasında güçlü bir yönetim modelinin olmazsa olmaz olduğunu iyi anlatmak zorundayız." ifadelerini kullandı.