bafra haber | bafra ajans| bafrahaber | bafra haberleri | bafra
2020-02-17 00:36:18

ÜZERİMİZE DÜŞEN

Fatih Tezce

17 Şubat 2020, 00:36

Mevsimler dolu dolu geçiyor. Zaman hızlıca akıyor. Çocuklar doğuyor, insanlar sokaklardan geçiyor. Şehir büyüyor.

Ayva ağaçları sararıyor, narın kırmızısı Anadolu insanın yüzünde yer buluyor: Utanıyoruz. Utanmak hayâdandır, biliyoruz. Utancımız edebimizden. Edebinden utananları ayrı seviyoruz.

“Yolun görevi kavuşturmak” demiştim bir şiirimde. Yol, bizi kendimizle buluşturandır. Öyleyse yürümeye devam edelim. Yürümeyi sevenler ayağına takılan taş parçalarından şikâyetçi olmazlar. Taşı kaldırıp yol kenarına koymaya devam edeceğiz. Şikâyetle değil, hüznümüzle gidiyoruz.

Hüzün ki en çok yakışandır bize, bunu bilmek bizi rahatlatıyor. Her hüznümüzde “Korkma Allah bizimledir.” uyarısıyla kendimize geliyoruz. Bu yüzden güz mevsimi insana çok daha güzel yakışıyor. Hüznün Allah’a en yakın zaman dilimi olduğunu anlıyoruz.

Attila İlhan’ın “Adım sonbahar” deyişiyle Cahit Zarifoğlu’nun “Kırlarda çiçekler bensiz açacak.” ikazı aynı şeydir.

Mevsimler dolu dolu geçiyor ve biz de zaman denilen kavramdan üzerimize düşeni alıyoruz.


Zaman mı geçer; yoksa biz mi zamanın içinden geçip gideriz, bilemiyoruz. Dünyanın dönüşüne tanıklık eden tekerlek, bulunduğu ilk gün, nasıl fırfır dönüyorsa bugün de öyle dönüyor. Güneşe, aya, yıldızlara ya da korktukları bir nesneye tapanlara göre bu galaksi o zaman da korkunçtu bugün de korkunç. İnsan korkunca sığınacak bir şey arıyor. Zaman gibi…


Suçumuzu, yaşlılığımızı, saçların ağarmasını, unutkanlığımızı hep zamana bağladık. Zaman suçlu fakat zamanı idare etmek için saati icat eden insan masum! Bu bir çelişki değilse nedir?


Yağmur ilk insandan beri yağıyor. Yemek isteği, evlenip çoğalma dürtüsü, toplumda kabullenilme ve saygınlık kazanma çabası her zaman vardır. Bugün de var. Aztekler kartopu oynamasını bilseydi -herhalde- onlar da bizim gibi kardan adam yaparlardı. Belki de yapmışlardır.


Toplumu ayakta tutan ailedir. Eskiden genişti aileler. Hem sosyolojik olarak hem de isim olarak. Şimdi çekirdeğini bulduk. Üç-beş kişiyi geçmesin diye çabalıyorlar. Anne baba çocuk ve belki kardeş. Peki, dayanışma nerede?


Modern dünya dayatması bizi her gün aldatıyor. Plastik bardakta çayı hepimize yirmi liraya içiriyorlar. Bu durumdan rahatsız olan kimlerdir? Diyeceksiniz ki zorla mı içiriyorlar. İşte bu dayatmayı da bize böyle savunduruyorlar.


Her gün geçip gidiyoruz zamanın içinden. Farkında olanlar nasipli. Farkında olmayanlarımız ise her sabah aynanın karşında saçlarındaki beyazları sayıyor.

Doğup büyüyüp sokakları neşelendiren çocuklar, zamanın çok çabuk geçmesini isterler. Misal askerdeki bir er, akşam olmamasından şikâyetçidir. Neye nasıl baktığımızda bağlıdır durum.

Mevsimler dolu dolu geçiyor ve her şey hızlıca akıp gidiyor. Geriye sevilenler kalıyor. Değerini bilelim.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.