Saadet Partisi Bafra Belediye Başkan Adayı Selçuk Yıldırım, mahalle ziyaretlerine devam ediyor.
Yapılan toplantıda YILDIRIM şunları söyledi; Uzun bir zamandır devam eden seçim çalışmalarımızın sonuna gelmiş durumdayız.Göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür ediyoruz.Çok yoğun ve tempolu bir çalışmayla,doğru olduğuna inandığımız şeyleri,hiçbir hesabın içinde olmadan hemşehrilerimizle paylaştık.
Milli Görüşün geçmişte yerel yönetimlerde yaptığı hizmetler ve destanların mirasına konan partiler, bu mirası adeta tüketerek hizmet belediyeciliği yerine, ranta dayalı belediyeciliği ilke haline getirmişlerdir.
Milli Görüş dışındaki partilerin ranta dayalı yerel yönetim anlayışı günümüz şehirlerimizden bir çoğunu RUHSUZ, KİMLİKSİZ ve RENKSİZ bir hale getirmiştir.
Milli Görüş dışındaki mevcut yerel yönetimler şehrin sorunlarını istişare ile çözümünün aksine ‘’ ben düşündüm, ben yaptım’’ anlayışı ile hareket etmektedirler.
Milli Görüş belediyeciliği ile rafa kaldırılan YOLSUZLUK, RÜŞVET ve İLTİMAS, bugün Milli Görüş dışındaki partilerin hakim olduğu yerel yönetimlerde adeta yeniden hortlatılmış, birtakım menfaatler yandaş anlayışlara servis edilir hale getirilmiştir.
Kentlerimizin fiziki dokusu tahrip edildiği gibi sosyal dokusu da zedelenmiştir.
Büyükşehirlerimize olan yoğun göçün önlenmesi için en iyi çözüm olarak geçmişte Milli Görüş tarafından uygulanan “Yerel Kalkınma’’ modeli, mevcut belediyeler tarafından terk edilmiş, insanların geçim sıkıntısı Anadolu’da bir çok yerleşim yerlerinin terk edilmesine neden oluşturmuştur. Başta İstanbul olmak üzere rantsal gelirlerin ve alanların yoğun olduğu Büyükşehirlerimiz cazibe merkezleri haline getirilmiştir.
İnsanımızın kendi kimliğini rahatlıkla yaşayabildiği, sosyal ve komşuluk ilişkilerin daha sağlıklı bir biçimde kurulabildiği örf,adet, gelenek ve göreneklerimize gören daha uygun formüllerin geliştirilip hayata geçirilebileceği ‘’ Mahalle Kültürü’’ yerine, çok katlı, içerisinde yaşayanların birbirlerinden habersiz, sosyal ve komşuluk ilişkilerinin zayıf olduğu “site ve kent” tipi yapılaşmalar özendirilip teşvik edilmektedir.
Yaşadığımız kentlerin manevi atmosferi, yerini sığ, sıkıcı, manasız ve ruhsuz bir atmosfere terk etmiştir. Kısaca kentlerimiz yaşanabilir olmaktan çıkıp yaşanmaz hale getirilmiştir.
İşte bütün bu olumsuzlukların ortadan kaldırılarak YAŞANABİLİR KENTLER, YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE ve YAŞANABİLİR BİR DÜNYA oluşturabilmek için ülkemizin ve insanımızın yerel yönetimlerde MİLLİ GÖRÜŞ’e ihtiyacı bulunmaktadır.