22 BANKAYI BATIRDILAR
Türk ekonomisinin iki ana unsuru "güçlü bankacılık ve mali disiplin"dir. Bu iki unsuru sağlıklı şekilde yürütemeyen ülkelerin ekonomik anlamda bir gücünden ve kalkınmasından söz edilemez. Bunun maalesef en büyük kanıtı 2001-2002 yıllarında ülkemizin başına kara bir bulut gibi çöken krizlerdir. Bu dönemde bankacılık sektörü ülkemizdeki birçok ekonomik krizin nedeni veya derinleştirici faktörü olmuştur. 2001’de bankalar topladıkları mevduatı yasal sınırların dışına çıkarak kendi grup şirketlerine kredi olarak kullandırdılar. Politikacı-bankacı, politikacı-işadamı gibi kurulan karanlık ilişkiler, sistemin çökmesine ve arkasında milyarlarca dolarlık enkaz bırakmasına sebep oldu. Bir anda gecelik faiz yüzde 7 binlere çıktı, bankacılık ve finans sektörü yerle bir edildi. Kamu bankalarının içi boşaltıldı, birileri faizle zengin edildi. Bunun sonucunda 22 bankayı batırdılar. Fona devredilen bankaların devlete ve millete maliyeti 111 milyar lira oldu.
ESNAFIN BELİNİ KIRDILAR
2001-2002 yıllarında hükümet, Vakıfbank’ın satılması konusunda Bakanlar Kurulu kararı almıştı. O dönemde Ziraat Bankası 19 milyar görev zararı açıklamıştı. Halkbank 11 milyar TL görev zararı ile 353 şubesini kapatmıştı. Bir gecede binlerce bankacı işsiz bırakılmıştı. 2002 yılında Halkbankası yüzde 47 faizle esnafın belini kırmış, Ziraat Bankası da yüzde 59 faiz oranıyla çiftçinin tepesine çökmüştü.
BİZ, MİLETİN SÖMÜRÜLMESİNE İZİN VERMEDİK
Ak Parti olarak 11 yıldır ortaya koyduğumuz güçlü ve istikrarlı finansal yapı ile Türk Bankacılık Sektörü uluslararası rekabet gücünü artırmış, aktif kalitesi yüksek bir yapıya kavuşmuştur. Vakıfbank 2003-2005 yıllarında dünyanın en hızlı büyüyen bankası olmuştur. Halkbank, 2003 yılından bu yana hazineye 8 milyar Türk lirası kaynak aktarmıştır. Ziraat Bankası 36 milyar lira kar elde etmiş bunun 21 milyar lirasını devlete vergi ve temettü olarak devretmiştir. Bu büyüme ve artışlardan özel bankalar ve katılım bankaları da payını almıştır. Biz kamu bankalarının zarar edip milletin hazinesine yük olmasına asla göz yummadık. Milleti sömürerek para kazanma peşinde koşan kurumlar olmalarına izin vermedik. Paradan para kazanan değil, tarımı, sanayiyi, ticareti destekleme mücadelesinde olan kurumlar olması için politika ürettik. Ak Parti döneminde hiçbir banka batmamış, fona devrdilmemiştir.
YATIRIMCIYI KORUYORUZ
Hepinizin bildiği gibi Ak Partinin ortaya koyduğu 2023 vizyonunu gerçekleştirebilmek için 2012 Aralık sonunda yeni Sermaye Piyasası Kanununu çıkardık. Bu kapsamda İMKB, İstanbul Altın Borsası ve Vadeli İşlem Borsası, Nisan ayında “Borsa İstanbul” adı altında birleştirilerek tüm piyasaları çatısı altında toplayan tek ve güçlü bir borsa oluşturulmuştur. Aracılık sektörü ve portföy yönetiminde Avrupa Birliği düzenlemelerine paralellik sağlanmıştır. Halka açılmak ve menkul kıymet ihraç etmek kolaylaştırılmış, kamuyu aydınlatma ve fiyat tespitine yönelik yatırımcıyı koruyan düzenlemeler yapılmıştır. Borsamızda payları işlem gören şirket sayısı 418’e, pay piyasasındaki bakiyeli yatırımcı sayısı, 2013 yılı Eylül ayı itibariyle 1 milyon 105 bin 785 kişiye ulaşmıştır. 2013 yılı içerisinde 13 adet şirket halka açılarak yaklaşık 1,3 milyar TL tutarında fon temin etmiştir.
AK PARTİ BİR TARAFA DİĞERLERİ BİR TARAFA
Tüm bu reformları, değişim ve dönüşümü Başbakanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Ak Parti iktidarları yaptı. AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar yaptıklarıyla, vizyonu ve hedefleriyle, mevcut siyasi teorilerin sınırlarını aşmış bir partidir.
Adil 10 Yıl Önce
Ahmet Bey,sizi mecliste konuşurken görmek Bafralı olarak bizleri gururlandırmıştır.İnşallah belediye başkanlığı seçiminde de bizi Ersan beye oy verme şerefine nail edersiniz.