SP Konya İl Binası’nda düzenlenen toplantıda konuşan SP Genel Başkanı Kamalak, Türkiye’nin geçmişte Suriye ile olan yakınlığını hatırlatarak, “Esat ailesi geldiğinde Sayın Başbakan’ın konutunda ağırlanıyordu. Sayın Başbakan’ın ailesi Suriye’ye gittiğinde, Esad’ın sarayında ağırlanıyordu. Vizeler kaldırılmıştı. Ortaklaşa Bakanlar Kurulu toplantısı yapılıyordu. Ortaklaşa askeri tatbikatlar yapılıyordu. Ne oldu? Öyle ki Suriye ile Türkiye birleşecek mi diye söylentiler de çıkmıştı. Şuan Suriye’nin bir bölümünde Türkiye’deki PKK’nın uzantısı olan PYD bayrağı dalgalanmaktadır” dedi.
“ANARŞİYLE ADALET ELDE EDEMEZSİNİZ, MEŞRU YOLLARA BAŞVURUN”
Gezi Parkı olayları ile Güneydoğu çözüm sürecinin bağlantılı olduğunu ifade eden Kamalak, “Bakıyoruz Taksim Gezi Parkı olayları ve Güneydoğu barış süreci. Biliyorsunuz, bir şafak operasyonuyla o gençlerin çadırları ateşe atıldı ve ortam biraz daha gerildi. Sayın Başbakan böyle konuşur da ana muhalefet partisi geri kalır mı? Kadıköy'de miting için giden adamlarını tabir yerindeyse ateş alanına, yani Taksim’e sevk etti. Sonuç, ölüler, yaralılar hastanelere sevk edilmişti. Biz Saadet Partisi olarak milleti, iktidar partisini, muhalefeti aklıselime davet ettik. 15 maddelik bir bildiri yayınladık. İktidar, ülkede sükuneti sağlamakla mükelleftir. Ana muhalefet partisi iktidar olmaya aday olan bir parti demektir. O da ülkedeki asayişten sorumludur. Öte yandan hak aramanın belli kuralları vardır. Anarşiyle adalet elde edemezsiniz, meşru yollara başvurmak lazım” diye konuştu.
“28 ŞUBAT SÜRECİYLE HÜKÜMETİN VE MECLİS’İN GENLERİYLE OYNANDI”
28 Şubat süreciyle hükümetin ve Meclis’in genleriyle oynandığını vurgulayan Kamalak, “28 Şubat süreci böyle bir Meclis, böyle bir hükümet doğurmuştur. Bu Meclis’te Milli Görüş yoktur. Gerçek anlamda milli ruh yoktur. Maya eksiktir. Öyle olunca bütün bu gelişmeleri biz, Saadet Partisi olarak Milli Görüş olarak, anormal bir gidişin normal sonucu olarak görüyoruz. Çare ise Milli Görüş'tür, milli değerlerimizin hayata geçirilmesidir. Bu da ancak Milli Görüş kadrolarıyla sağlanabilir” şeklinde konuştu.
“DARBENİN ASİL FAİLİ BATI’NIN TA KENDİSİDİR”
Kamalak konuşmasına şöyle devam etti:
“28 Şubat süreci ile Milli Görüş’ün yolu kesilmese idi, Irak’ta 1.5-2 milyon insan katledilebilir miydi? Eğer 28 Şubat süreciyle Milli Görüş’ün yolu kesilmeseydi, Libya’da 80 bin Müslüman şehit edilir miydi? Eğer Milli Görüş’ün yolu kesilmemiş olsaydı, bugün Suriye kan gölü haline gelir miydi? Eğer 28 Şubat süreciyle Milli Görüş’ün yolu kesilmeseydi, yani D-8’ler atıl duruma düşürülmese idi, acaba bugün Mısır’da darbe olur muydu? Darbenin asıl faili Batı’dır. Darbeciler, Sisi'ler ve benzeri, Karagöz ve Hacivat’tan farksızdır. Aktör Batı’nın ta kendisidir. 10-11 yıllık süre içerisinde kardeşlik hukukunu geliştirecek olan, İslam aleminde barışı sağlayacak olan D-8’lerle ilgili olarak ne gibi adımlar yapıldı. Bütün bu gelişmeler takip ettiğiniz anormal yolun normal sonucu değil midir? Ne bekliyordun? Sırtlanlar sürüsünden medet mi umuyordun?”