Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, 21 yıl sonra Amerika’dan Türkiye’ye dönen udi sanatçı Yervant Bostancı’yı kabul etti. Çelik, kabulde yaptığı konuşmada Bostancı'nın 21 yıldır yurtdışında olduğunu hatırlatarak, "Sağ olsun benim Anadolu’dan ayrılmış kendi ülkelerinden uzağa düşmüş vatandaşlarımıza ‘artık ülkelerine geri dönsünler, kendi memleketlerine geri dönsünler’ çağrılarıma ilk cevap veren kişi oldu. Dedi ki ‘Ben 21 yıldır yurtdışındayım ama ben bu çağrıya uyuyorum ve ülkeme dönüyorum’ ve Diyarbakır’da çok güzel bir şekilde karşılandı. Tabii çeşitli sebeplerle kendi kimlikleri üzerinde, siyasi görüşleri üzerinde baskı neticesinde çok acı çekmiş vatandaşımız var. Birçoğu dünyanın birçok yerine savrulmuş. Ermeni kökenli vatandaşlarımız için daha önce de söylemiştim, yurtdışındaki Türkiye kökenli Ermeni diasporası başka bir ülkenin diasporası değildir, Türkiye’nin diasporasıdır. Onları bu ülkeden uzaklara gitmek durumunda bırakan ne varsa, başka kimliklerde vatandaşlarımızı da kendi ülkelerinden uzak diyarlara gitmek durumunda bırakan ne varsa, artık o Türkiye değişmiştir. Türkiye daha demokratik, daha özgürlükçü ve daha çoğulcu bir ülke haline gelmiştir. Ülkelerinden uzağa düşmüş vatandaşlarımızı kendi ülkelerinde görmek istiyoruz. Türkiye’nin zenginliği, büyüklüğü budur. Bu çoğulculuktan alır Türkiye büyüklüğünü ve gücünü. Dolayısıyla bu çağrıya kulak veren Yervant Bostancı bir sembol oldu. Kendisine bir kere daha memleketine hoş geldin diyorum” şeklinde konuştu.
“BEDENİM ORADAYDI, RUHUM BURADA, BEN BURADA YAŞADIM”
Yervant Bostancı ise, Türkiye’de olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Biz burada doğduk, burada büyüdük, kendi ülkemiz, kendi vatanımız. Biz diasporalı değiliz, biz buralıyız. Dedemiz, ecdadımız burada, askerliğimizi de burada yaptık. Birlikte aynı lokmayı böldük, yedik. 21 yıl ben ABD’de yaşadım. İnsan ekmek yediği kaba tükürmemeli, ben bu düşüncedeyim. 21 yıl ABD’de iyi günümüz, kötü günümüz geçti elbet ama benim sadece bedenim oradaydı, ruhum buradaydı. Ben burada yaşadım. Bana diyorlar ki, 'Türkçen ne kadar güzel, hiç bozulmamış', ben de diyorum ki, '21 yıl hiç Amerika’da değil burada yaşadım. Küçücük bir oda, küçücük bir stüdyoda sabah girer akşam çıkardım. Ben hep sizinle birlikteydim. İnşallah umudumuz odur artık acı çekmek yok. Sayın Bakanımızın çağrısı beni çok duygulandırdı. Ben ülkemin çok değiştiğine inanıyorum."