bafra haber | bafra ajans| bafrahaber | bafra haberleri | bafra
2019-09-03 23:37:35

HAYAT BİLGİSİ

Fatih Tezce

03 Eylül 2019, 23:37

Okullar açılıyor.9 Eylül’de başlayacak olan eğitim koşumuz 19 Haziran’da bitecek. Bu seneden başlamak üzere bir de yenilik var: Öğrenciler kasım ayında bir hafta, nisanda bir hafta olmak üzere diğer normal tatillere ek olarak iki hafta daha fazla dinlenecekler. Bu uygulamanın eğitime olumlu katkıları olacağını düşünüyorum. Bir diğer olumlu katkı da öğrencilerin okul kıyafeti meselesidir.

Okul hayatında serbest kıyafeti hep savundum. Hem öğrenci için hem öğretmen için. Üniversite hocasının “top sakal kot pantolonla” ders vermesi ile Samsun’un bir köyünde her gün sakal tıraşı olup takım elbise giyerek sobanın etrafında ders veren ilkokul öğretmeni arasında bir fark yoktur benim için. Üniversitede ders veren “hocayla, ilkokul ya da lisede ders veren “öğretmen” arasında ne fark var ki, kıyafet farkı olsun diye düşündüm hep.


Bundan bir yıl önce idareci atama konusunda “mevcut müdürler her sene sınava girsin” diyen bir profesör, ben de “siz de her sene jürinin karşına geçiniz” diyerek kendilerine cevap verme cüreti(!) -oysaki ne hakkım olabilirdi ki kendimi savunmaya(!)- gösterdiğim için sosyal medyadan beni engellemişti. Bu örneği hiç unutmam. Başkalarına tevazuu örnek verenler kendileri mütevazı olamıyor demek ki.


Tevazuu sahibi olmanın yöntemi elbet kıyafetimiz değildir; okuduklarımızla yaşadıklarımızdır. Ancak biz erkek öğretmenler için de her gün “sinekkaydı tıraş” olarak okula gitmek elbette zordur. Öğretmenliğimin ilk yılında her sabah sakal tıraşı olarak okula gittim. İsmimi vermeyeceğim o dönemki okul müdürüm -stajyer öğretmen olduğumdan mülhem- bir pazartesi sabahı bayrak töreni öncesi sabah sakal tıraşı olmadığım için beni nazikçe(!) uyarmıştı. Oysa sakalım cuma gününden kalmaydı. Yine o dönem saçımın uzunluğundan dolayı sağ olsunlar makamlarda ağırlanmıştım(!) Hâlbuki saçım asla bugünkü kadar uzun değildi, yeminle. Çok şükür ki böylesi eğreti uygulamalar geçmişte kaldı. Nihayetinde bu tarz, aklıma ilkokulda yapılan tırnak kontrolünü getirir. Tepeden tırnağa kontrol ilkokulda kalmalıydı zaten.


Yine ilkokulda kalmasını ve hep olmasını dilediğim “Önlük” dediğimiz kıyafetimizin rengi önce siyahtı sonra mavi oldu. Sonra da ortadan kalktı. Yerine üniformalar geldi. Sonra “Hayat Bilgisi, Arka Sıradakiler” gibi dizilerde öğrencilerin gömleğinden sarkan kravatlar,70’lerdeki gömlekler gibi bağırların ta ortasına kadar açık gömlekler, paçasız pantolon, çorapsız ayakkabılar ortaokul ve liselerde türedi. Kısaca serbest kıyafete döndü olayımız. Kıyafetler serbestleştikçe öğrenciler de serbestleşti. Daha başına buyruk olmaya başladılar.

1980’lerde kapı önünde saç makaslamak ne kadar vahşiyse bugün de nerdeyse sakalla, makyajla okula gelen öğrencilerin çoğalması o kadar saçmadır. Aynı şey biz öğretmenler için de geçerlidir. Serbest kıyafete karşı değilim yine tekrarlıyorum, ancak biz öğretmenler okula giderken ne giyeceğimizi de bilmeliyiz. Çünkü biz “işe değil okula” gideriz. Aynı şekilde çocuğunu her sabah “işe değil okula” gönderen anne babalar da çocuğuna hangi kıyafeti giydireceğini bilmelidir.


1986’da İmam Hatip Lisesinin ortaokul kısmına başladığımda giydim ilk kez takım elbiseyi. Belirli bir renk zorlaması yoktu, dolayısıyla biz de Bafra Beşyol pazarından her sene istediğimiz bir takım elbise alıyorduk.7 yıl boyunca böyle giyindik. Sonraları ceket lacivert, pantolon gri, gömlek beyaz ya da mavi, kravat lacivert olmaya başladı. Bu da okul öğrenci arasında güzel bir ahenk oluşturuyordu. O dönem liseler ve ortaokullar tek renk olmasa da takım elbise giyerdi. Dün gibi hatırlarım, küçücük bedenimize ceket bir ağırlık verir, kravat bizi daha ciddi gösterirdi. Sokağa çıktığımızda insanlar bizim öğrenci olduğumuzu anlardı. Bir tertip, bir nizam, bir düzen vardı. Bu disiplinin derslerimize olumlu katkı sağladığını düşünüyorum.



Tek tip kıyafetten bahsetmiyorum. Halen de serbest kıyafeti savunuyorum. Ancak öğrenciler için olanı değil. Öğrencilerimizin kıyafetleri geleneksel çizgiye yaklaştıkça çocuklarımız okullarına daha fazla bağlanacaktır. Ben buna inanıyorum.


Bundan birkaç sene evvel Orman haftası münasebetiyle İlçe kompozisyon yarışmasında 1.olan bir lise öğrencimizin, ödülünü almak için dizleri yırtık kot pantolon, yakası bağrına kadar açık beyaz ve önünde ne yazdığı belli olmayan bir tişörtle sahneye geldiği gün bu yazıyı yazmaya karar vermiştim. Ancak bu konuyu yazmak bugüne nasipmiş.

Ortaöğretim öğrencileri için serbest kıyafet bir yanılgıdır. Bu yanlıştan dönülmelidir. Bugün pek çok konuda ahlar vahlar ettiğimiz öğrencilerimize de çocuklarımıza da disiplinli olma zorunluluğu getirilmedikçe, sadece psikologların randevu defterleri dolmuş olacaktır.

Fatih TEZCE

Yorumlar (3)

Fatma Baykal 5 Yıl Önce

Kesinlikle katılıyorum hocam.Forma ogrencide biraz daha resmiyet ve disiplini sagliyor.Bunun aksi durumlarda neler olabileceğini yaşadığımız örnekler bize gosteriyor.Mudur bey okulun son gunu serbest gelebileceklerini soylemislerdi ogrencilere ..Ama ne kadar buyuk bir yanilgi oldu hepimuz icin.Ogrenciler makyajlar dar, yırtık pırtık ve acik sacik kıyafetlerle okula karne almaya geldiler.Ozellikle din kültürü öğretmenleri olarak cok üzüldüm.Demekki serbest birakmak hic uygun bir yöntem degil.Rabbim evlatlarimiza tesettur bilinci nasip etsin.Tabiki herşeyden once de anne babalara bu bilincte olmayi nasip etsin...Guzel tespitleriniz icin tesekkurler hocam.Yeni egitim ve öğretim yılınız hayirli olsun

Okuyucu 5 Yıl Önce

Canı gönülden yazdiklariniza katılıyorum hocam elini kaleminize sağlık

Fatih TEZCE 5 Yıl Önce

Çok teşekkürler değerli okuyucu.Amin.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.