28 Şubat post-modern darbesi, 1997'de olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan, ülke ve millet olarak bizleri derinden yaralayan bir sürecin adıdır.
Milletin tehdit edildiği, İmam Hatiplerde okuyan gençlerin üniversitelere alınmadığı, temel hak ve hürriyetlerinin gasp edildiği bir dönem yaşanmıştır.
Bununla birlikte şunu gördük ki, her ne kadar '28 Şubat bin yıl sürecek' denilse de milletimiz; Hakkın ve halkın kabul etmeyeceği bir sistem, düzen ve uygulamanın devam etmesinin mümkün olmayacağı düşüncesini bir kez daha hâkim kıldı. Alçak iddianın gerçekleşmeyeceğini yaptığı tercihlerle gösterdi.
28 Şubat hadisesi, hükümetimizin görevi devralmasından sonra; Balyoz, Ergenekon, E-Muhtıra, Gezi Olayları, 17- 25 Aralık Olayları ve son olarak da 15 Temmuz hain darbe girişimi olarak karşımıza çıktı. Ancak aziz milletimiz 15 Temmuz'da da “Milli iradeye darbe vurulamaz” diyerek ülkemize ve hükümetimize karşı yapılmak istenen darbe girişimini bertaraf etmiştir. Bu toprakların kaderinde hainler de vardır, kahramanlar da var olacaktır.
Allah'a hamdolsun ki 28 Şubat müdahalesinden 24 yıl sonra bugün güçlü demokrasisi, kalkınan ekonomisi ve artan özgüveniyle ilham kaynağı olan bir Türkiye var. Allah bir daha bu ülkeye darbeler ve ihtilaller yaşatmasın.