Hükümet ve yetkili sendika tarafından arife günü jet hızıyla imzalanan 2014-2015 Toplu Sözleşme sonuçlarının 4 milyon 200 bin memur ve emeklisinin bayramını zehir ettiğini söyleyen Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, "Memur ve emeklilerinin maaşlarına 2014 ve 2015 yıllarında yapılacak artışların belirlendiği toplu sözleşme süreci hüsran, ah ve hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştır. 175 liralık brüt seyyanen zam maaşlara net olarak 122 lira yansıyacaktır. Hükümetin verdiği zam 2 bin TL maaş alan bir memur için yüzde 3+3'lük bir artışa tekabül etmektedir. Hasılı hükümet memurlara bayram müjdesi vermesi gerekirken, acısı yıllarca unutulmayacak bir bayram kazığı atmıştır" diye konuştu.
122 liralık 2014 yılı zammı nedeniyle memurların büyük çoğunluğunun enflasyon karşısında mağdur olacağını ayrıca gelir kaybına uğrayabileceğini işaret eden Avcı, "Hükümetin memur ve emeklilerine reva gördüğü 122 TL'lik zamlar enflasyonla ve ülkenin büyüme oranlarıyla karşılaştırıldığında ortaya çıkan rakamlara göre memurun zararda olduğunu göstermektedir. Net 122 lira oranındaki komik zam, enflasyonun yüzde 6'nın üzerine çıkması halinde memurların gelirinde ayrıca ek bir reel kayba neden olacaktır. Hükümetin yeni zam yönteminde enflasyon farkı verilmeyeceği için memurlar önümüzdeki yıl ciddi reel gelir kaybına uğrayabileceklerdir. Kısaca durumu özetlersek eğitim işkolunda görev yapan öğretmen dışındaki tüm eğitim çalışanlarının zararda olduğunu kesin bir şekilde ortaya çıkmaktadır" dedi.
Dünyada ve Türkiye’de artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığını, büyük bir değişimin yaşandığını, bu değişimin aktif faktörlerinden birisi olan hükümetin değişimi artık okuyamadığını söyleyen Gürkan Avcı, “Türkiye sermayesi küresel sermaye hareketlerine açık bir hale gelmiştir. Fakat eğitim sistemimiz bu yeni dönemdeki risklere göğüs gerebilmesi için inovasyonu ön plana çıkarması gerekiyor. Bunu yapamadı. Ben şahsen birilerini zengin etmek için ortaya çıkarıldığına inanmaya başladığım Fatih projesi yanı sıra zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması ve müfredat yenileme çalışmalarının çapsız, sığ ve şekilci adımlar olduğunu düşünüyorum. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eğitime daha fazla bütçe ayırmasını, eğitim çalışanlarının ekonomik ve demokratik sorunlarını çözmesini acil hedef bağlamında çok gerekli görüyorum. Eğitim çalışanlarına insan onuruna yakışır bir muamele göstermekte zorlanan hükümetin eğitim reformlarını ‘eğitim ve sürdürülebilir büyüme’ perspektifiyle daha da artırması gerektiğine inanıyorum. Öte yandan eğitim çalışanlarına reva görülen maaş ve zamlara baktığım zaman hükümetin eğitime gerekli ve yeterli önemi vermediğin görüyorum. Muadili mukayese esasıyla kamuda en düşük maaş almaya devam eden öğretmenlere verilen ek 75 TL'lik artış, eğitimin ana öznesi olan öğretmenlerin moral ve motivasyonlarını bir nebze olsun artırmaya dahi yetmeyecek derecede gülünç bir zam olarak algılanmıştır” dedi.