Tüm işletmelerde ve kurumlarda 'aile gibi olmak' önemli bir kavramdır.
Gazetelere bakıyorum. Örneğin G. Saray spor kulübünün tarihinin en utanç verici sezonunu geçirdiği şu günlerde bunun nedenleri konusunda yapılan analizlerin çoğunda, kulüp içinden dışarıya sürekli bilgi sızması önemli bir gerekçe olarak gösteriliyor. Bu da doğal olarak, dedikodulara, gruplaşmalara ve alınan kararlar daha hayata geçirilmeden üzerinde çalışılan konuların elde patlamasına neden oluyor.
Sonuç ortada...
Takım sadece sportif başarısızlıkla kalmadı, kulübün itibarı da oldukça örselendi. Herkesin birbiri aleyhine çalıştığı, yönetimi devirmek için oyunların oynandığı, organizasyonların yapıldığı kirli bir görüntü çıktı ortaya.
Partilerde de böyle...
'En çok liste kavgası yapılan parti acaba hangisi oldu' diye sorsam, bu sorunun cevabı hiç tereddütsüz CHP olur değil mi? Bunun üzerine bir de, 'acaba neden' diye sormaya gerek var mı?
Salı akşamı televizyonda milletvekili aday listelerinin değerlendirildiği bir tartışma programı izliyordum. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'her gün muhakkak tıkladığım dört internet sitesinden biri' diye altını çizdiği sitenin sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu söylenen kişi, CHP'nin aday listeleri Yüksek Seçim Kurulu'na teslim edilmeden çok önce, parti içindeki adamları vasıtasıyla listeden haberdar olduklarını övünerek anlatıyordu.
Merak bu ya, 'bunlar ne iddialı laflar böyle, bu gazeteci kim acaba?' diye göz attığımda, bir ay öncesinde kaleme aldığı bir yazısına, 'bu siteyi takip edenler, CHP'de yaşanacak 'olası' gelişmeleri en az iki ay önce öğrenme şansına sahip oluyor' diyerek başladığını gördüm.
Bunlar bir gazetecinin, bağlantıları itibariyle diğer meslektaşlarına göre daha erkenden haber alabilme yetenekleri konusunda önemli olabilir. Ama bu tür bilgileri parti dışına sızdıranlar açısından ise utanç verici bir durumdur. Gevezeliktir, boşboğazlıktır, kişilik bozukluğudur.
Konuyla ilgili tüm seminerlerimizde, hatta yeri geldikçe üniversitedeki derslerimizde altını çizdiğimiz bir konu var. Eğer biri size, bir başkası hakkında, o kişi duyduğunda rahatsız olacağı bir bilgi aktarmışsa, tepenizden aşağıya kaynar su dökülmüş gibi hissedebilirsiniz. Çünkü şuna kesinlikle emin olabilirsiniz; Aynı kişi, sizin hakkınızdaki bir bilgiyi de kesinlikle başkalarına taşıyordur. Bu durum yüzde 90 bile değil, yüzde 100.
Çünkü size başkaları hakkında bilgi taşıyan kişinin bu özelliği karakter bozukluğuna işaret eder. Zaten karaktersizse ve kişilik zafiyeti varsa, kendiniz hakkında ona güvenme konusunda ne kadar saflık gösterdiğiniz ortadadır.
Listeye giremeyen CHP'lilerin sağda solda, kamera önlerinde partilerini eleştirmelerini üzüntü ile izledim. Ayıp şeyler bunlar.
İktidar partisi mensubu milletvekili olmakla, muhalefet partisi milletvekili olmak çok şey fark eder. Buna rağmen, AK Parti'den vekil adayı olamayanların bu kararı büyük bir olgunlukla kabullenmesini takdirle karşıladım. Ortalarda sızlanıp duran, parti yönetimini şikayet etmek veya birilerini çekiştirip durmak için medyaya bülbül gibi ötmeye hevesli olanlara denk gelmedim. Hepsini tebrik ediyorum.
Yazının Devamı İçin Tıklayın