Karanlık dünyasına notalar yol gösteriyor

DÜZCE (AA) - ÖMER ÜRER - Düzce Üniversitesi (DÜ) Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Türk Müziği Ana Sanat Dalı 3. sınıf öğrencisi görme engelli 23 yaşındaki Ahizer Özbek, çocukluğundan bu yana tutkunu olduğu müziğin eğitimini almanın mutluluğunu yaşıyor.

Erken doğum ve buna bağlı sağlık sorunları nedeniyle görme yetisini kaybeden Ahizer Özbek, ilkokul çağından bu yana gören gözü olan kulaklarına çalınan notalara bağlılığı dolayısıyla adeta müzikle yatıp, müzikle kalkıyor.

Müziği "hayali" olarak tanımlayan Özbek, kendi ayakları üzerinde durabilmek ve zorlukların üstesinden gelebilmek için kiraladığı evde tek başına yaşıyor. Her sabah hayallerinin peşinde koşmak için yalnız başına okulun yolunu tutan Ahizer, hayata bağlanmasına yardımcı olan notalar eşliğinde, TRT kanalında türkü söylemenin ve çok beğendiği sanatçı Zara ile sahne almanın hayalini kuruyor.

Zorluklarına rağmen tek başına yaşadığı evinin her köşesinde müziğe olan bağlılığını devam ettiren Özbek, çevresindeki insanlara sergilediği örnek müzik hayatında, piyanonun yanı sıra, bağlama ve gitar gibi enstrümanları da profesyonel düzeyde çalabiliyor.

- "Her öğretmenime yalvardım, yardımcı olmalarını istedim"

Ankaralı olan Özbek, görme engelinin, doğduktan sonra küvezde meydana geldiğini anlatarak, "Ben 6,5 aylık olarak doğmuşum. Erken doğum olduğu için beni küveze almışlar. Fakat küvezde bebeklerin gözlerini bağlamaları gerekiyormuş. Fakat benimkini bağlamamışlar. Oksijen verdiklerinde gözlerime zarar vermiş. Göz damarlarım zarar görmüş ve görme yetimi burada kaybetmişim." diye konuştu.

Üniversiteye başlayıncaya kadar çok zorlu süreçlerden geçtiğini aktaran Özbek, şunları söyledi:

"Ben çok zorlu süreçlerden geçerek bugünlere ulaştım. Olumsuzluklarla karşılaştım, hiçbir şey isteğim gibi ve olumlu olmuyordu. Müzik, hayata tutunma sebebim oldu. Müzikle uğraşmaya başladım, hayatım değişti. Şu anda bir olumsuzluk olsa ve ben müziği bırakmak zorunda kalsam karşınızdaki enerjik Ahizer'i göremezsiniz. Müzikle ilkokulda tanıştım. Öğretmenlerimin yönlendirmesi ile uğraş verdim ve direk 'Ben müzik öğretmeni olmak istiyorum.' dedim. O yaşımdan itibaren kararım net oldu. Her öğretmenime yalvardım bana yardımcı olmalarını istedim. Bir müzik öğretmenim Bülent Hatipoğlu bana piyano, şan eğitimleri verdi. Ben de kendi çabalarımla üniversitede müzik bölümünü kazanarak eğitime başladım."

Okula gitmekten, müzikle ilgilenmekten keyif aldığının altını çizen Özbek, okul hayatı ve müziğe olan tutkusunu şöyle anlattı:

"Ben her sabah 'Bugün de müzikle uğraşacağım' aşkı ile okuluma gidiyorum. Müzikle ilgili bir şeyler öğreneceğim ve hayatıma yeni bir şeyler katacağım diye heves oluyor içimde. Okuldaki arkadaşlarımla aram çok iyi. Kesinlikle dışlanma gibi bir durum oluşmadı. Engelli olduğum için sıkça sorulan soru, 'Tek başına nasıl gidiyorsun?' oluyor. İlk günlerde bir arkadaşımın yardımı ile gittim geldim okula. Daha sonra beynime yerleşti. İnsanda bir uzuv işlev görmediğinde otomatik olarak diğer uzuvlar devreye giriyor. Yolda çok fazla zorluklarla karşılaşıyorum elbette. Kaldırıma park etmiş araçlar, yola çıktığımda saygı göstermeyen sürücüler beni zorluyor ama onlara çarpıp geçiyorum."

- "Sanatçı Zara ile sahne almayı çok istiyorum"

Özbek, küçük yaşlardan bu yana türküye meraklı olduğunu ve büyük orkestralar önünde türkü okumanın hayalini kurduğunu ifade ederek, "Evimde 7/24 TRT Müzik kanalı açık. Kültür Bakanlığı ve TRT hayalini taşıyorum. 'Acaba ben de buralarda türkü söyleyebilir miyim' hayalindeyim. İnşallah emeklerim boşa gitmez. Halk müziği ve türkülere gönül vermiş bir insanım. Türküyü söylerken yaşıyorum. Karşı tarafa da bunu hissettirebilir isem mutlu oluyorum. Türkü söylerken dinleyen biri, 'Sen türkü söylerken gözlerin farklı bakıyor.' demişti. Çok mutlu oldum çünkü bunu hissettirebilmek çok güzel." şeklinde konuştu.

Türk sanat müziğine hayranlığını yineleyen Özbek, en çok sevdiği ve tanışmak istediği sanatçının Zara oluğunu dile getirdi.

"Çocuk yaşlardan bu yana Zara hayranıyım." diyen Özbek, "Bir kez öğretmenim vasıtası ile telefonda görüştük. Çok mutlu oldum. Bir parçasının nakaratını beraber okuduk. Çok konseri oldu Zara'nın ama hiçbirinde tanışamadık. Onunla tanışmayı, aynı sahneyi paylaşmayı çok istiyorum. Bu yaşıma kadar yapmak istediğim ve yapamadığım hiçbir şey kalmadı. Araba kullanmak istiyordum onu da trafiğe kapalı alanda yaptım. Ne yapmak istesen hemen olmasa da bir şekilde oluyor." ifadesini kullandı.

Özbek, hayatında ailesinden aldığı desteğin çok önemli bir yeri olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ailem okula gönderirken elbette endişelendi. Kız çocuğuyum ve görme engelliyim. Buraya gelebilmek için çok zahmetler çektim. Ailem 'yaparsın' dedi. Onlardan aldığım destek, o güven beni buralara kadar getirdi. Tek başıma kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum. Marketten ekmeğinizi alıp, kapınızı açıp eve gelmek insana çok ayrı bir mutluluk veriyor. İnsan diyor ki, 'Bu gün de birine ihtiyacım olmadan ekmeğimi alıp eve geldim."

- Ahizer'i örnek alıp bölüme kaydoldular

Özbek'in öğretmeni DÜ Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Türk Müziği Ana Sanat Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müslüm Akdemir, Ahizer'in kendileri için önemli bir öğrenci olduğunu kaydetti.

"Bizim için kıymetli aynı zamanda çalışkan bir arkadaşımız." diyen Akdemir, "Verdiğimiz ödevlerin üzerine bir şeyler katarak yapıyor. Çalışmalarda asla bir aksaklık ve aksilik yok. Ahizer’in ciddi bir başarısı var. Okulumuz ve bölümümüzde sevilen, her zaman desteklenen bir arkadaşımızdır." dedi.

Akdemir, iki görme engelli öğrencinin daha Ahizer’in başarısını görüp bölümü seçtiğini anlatarak, "Kişinin görme engelli olması, müzik yapamaz anlamına gelmiyor. Dünyada popüler olmuş görme engelli müzisyenler de var. Bu işi istiyorsa kişi, engeli olsun olmasın, başaracaktır. Müzik, dünyada tek ortak dildir, onun için kapısı herkese açıktır." değerlendirmesinde bulundu.